package

  1. (a) paket, parsel, bohça çıkın, koli, (b) deste.
    He carried a large package of books under his arm.
  2. kutu, sandık, torba, ambalaj, içine ufak eşya konulup paketlenen şey.
    The package got torn on the way to the station.
  3. belirli özellikleri bir arada toplayan kimse/şey.
    She's a neat beautiful package: O, bütün güzellik
    ve zarafeti kendinde toplamıştır.
  4. paketleme, ambalajlama, bohçalama, çıkınlama, kutuya/torbaya koyma.
  5. ünite, derlitoplu ve belirli bir görevi olan alet/cihaz vb..
  6. bir bütün olarak düşünülen öğelerin tümü. Örneğin: (a) (bkz: package deal ), (b) toplu sözleşme ile
    sağlanan çıkarların tümü, (c) hazır bilgisayar izlencesi.
  7. tüm-izlence: bir bütün oluşturan tiyatro/TV programları dizisi.
  8. paketlemek, bohçalamak, çıkınlamak, kutulamak, torbalamak, sandıklamak, kutuya/sandığa koymak/yerleştirmek.

    She packaged up the old clothes and put them in the cupboard.
  9. ambalaj yapmak, sarmak.
    They package their soaps in eye-catching wrappers.
  10. (benzer/ilgili şeyleri) bir araya toplamak, destelemek, birleştirmek, kümelemek.
bir bilgisayarın günlük kullanılışının ve işletilişinin hesabını tutan bilgisayar programı
uygulama paketi
özel uçak tarifesi
(US) Noel paketi
noel paketi
konaklama
kent içi gezileri ve başka öğelerden oluşan paket gezi
belirli bir kentte taşıma
ödemeli paket postası Noun
tazminat paketi
(US) tazminat paketi
uzlaşma teklifi
kredi paketi teklifi
şişe gibi kaplar
teneke kutu
malları güzel bir şekilde teşhir etmeye yarayan çekici karton kutu
yeniden kullanılabilir ambalaj
ekonomi paketi
enerji paketi
yöneticiler için tazminat ödemesi
kullanıldıktan sonra atılan ambalaj
(US) ihracat için yapılmış ambalaj
ekspres ambalaj
(US) ekspres ambalaj
(US) acele paket postası ambalajı
aile boyu ambalaj
kombine uçak bileti teklifi
finansman paketi
vergi teşvik paketi
gidiş-dönüş uçak yolculuğu ve gidilen yerde otomobil kullanımını içeren gezi paketi
büyük boy ambalaj
uyum paketi Noun, Law
yeni evliler için önceden planlanmış balayı tatili
odalar ve tüm hizmetlerden yararlanma
transfer
taşıma
yargı paketi Noun, Law
kanun paketi
boş zaman geçirme paket programı
kredi paketi
lüks ihracat
tasarruflu götürü yolculuk
müzakere paketi
müzakere konusu
müzakere edilen paket
atılan ambalaj
orijinal ambalaj
posta paketi
(US) posta paketi
paket maaş teklifi
posta paketi
reflasyon önlem paketi
reform paketi
taahhütlü paket postası Noun
bir ambalajı açmak Verb
ambalajı yeniden kullanmak Verb
yeniden kullanılabilir ambalaj
ücret paketi
satış paketi
yeniden kullanılabilir ambalaj
yazılım paketi
çözüm paketi Noun, Politics-Intl. Relations
canlandırma paketi Noun, Economics
destek paketi Noun, Economics
vergi paketi
vergi reformu paketi
deneme için gönderilen mal partisi
parça eşya vagonu
(US) dökme yük taşıyan otomobil
bagaj yeri
tüm-pazarlık, toptan pazarlık, takımı ile alışveriş: birçok maddeler ihtiva eden ve birinin kabulü/reddi
öbürlerinin de kabulünü/reddini gerektiren sözleşme/anlaşma/öneri/teklif.
Noun
tüm-öneri: tüm pazarlığa konu olan maddelerin tümü. Noun
armağan vb
ambalajlı bir ürünün içine konan broşür
hazır yemek
(US) parça eşya sevkıyatı
toplu gezi yolculuğu
ambalajlı bir ürünün içine konan reklam ya da satış teşvik malzemesi
(US) gezici kitaplık
paket ipotek (konut satın alımı için yapılmış olan ipoteğin buzdolabı , çamaşır makinesi vb gibi ev eşyalarını da kapsamına alması
sigara paketi
eşya sevkıyatı
paket teklif
toplu sigortası Noun
paket poliçesi (çok sayıda değişik rizikoyu temin eden poliçe , örneğin mesken poliçesi gibi
(turizm) abone fiyatı
götürü fiyat
ambalaj boyutu
ambalaj boyu standartları Noun
ambalaj boyutu standartları Noun
tekel bayii, başka yerlerde içilmek şartıyla kapalı şişelerde içki satan dükkân. Noun
paket bağlama Noun, Competition Law
toplu gezi, ayrıntı ve masrafları önceden belli seyahat. Noun
paket tur Noun, Tourism
ekonomik önlemler paketi
gıda maddeleri ambalajı
(US) ödemeli paket göndermek Verb
ödemeli paket göndermek Verb