platform

English-Turkish Translation

  1. flat ile ayni anlama gelir. (a) (iki güverte arasındaki) küçük güverte, (b) alçak/düz mavna, salapurya.
  2. Noun yüksek düzlük, taraça, düz çatı, tahtaboş, platform, kürsü.
  3. Noun sahanlık, basamak.
  4. Noun peron.
    platform-ticket: peron (giriş) bileti.
  5. Noun vagon sahanlığı.
    platform car: açık yük vagonu.
  6. Noun, Military top temeli.
  7. Noun, Maritime Traffic (bkz: flat )2 (10).
  8. Noun set, seki.
  9. Noun (dinî/siyasî vb. kurumlarda) ilke, umde, prensip, programın temel dayanağı.
  10. Noun tasarı, plân.
  11. Noun açık oturum, herkese açık tartışma yeri/fırsatı.
    a good platform speaker: iyi bir siyasî hatip.
English-Turkish translations from the Atalay Dictionary, First Edition

English Turkish Phrases

platform as a service (PaaS)
hizmet olarak platform Noun, Software
Protocol for the Suppression of Unlawful Acts against the Safety of Fixed Platforms Located on the Continental Shelf 
Kıta Sahanlığı Üzerinde Bulunan Sabit Platformların Güvenliğine Karşı Kanunsuz Eylemlerin Önlenmesi Protokolü Proper Name, Law
(railway station) platform
peron
arrival platform
(yolcuların) çıkacağı peron
arrival platform
geliş peronu
assembly platform
montaj platformu
baggage platform
bagaj peronu
campaign platform
seçim kampanyası programı
common platform
ortak temel
concrete platform
beton platform
conference platform
konferans sahnesi
copy platform
bir reklam metninin ana teması
copy platform
reklam metninin ana teması
departure platform
gidiş peronu
departure platform
kalkış peronu
down platform
(Londra) gidiş trenleri peronu
down platform
(US) şehir merkezine giden trenler platformu
election platform
seçim programı
end platform
hatbaşı peronu
erect a platform
tribün kurmak Verb
flying-off platform
uçuş peronu
free on platform
peronda teslim
good platform
mal yükleme peronu
goods platform
(Br) yük peronu
Human Rights Joint Platform
İHOP Proper Name, Organizations
Human Rights Joint Platform
İnsan Hakları Ortak Platformu Proper Name, Organizations
launching platform
atış platformu
leave from platform
perondan kalkmak Verb
lifting platform
kaldırma platformu Noun, Transport
load platform
(araba) yükleme sathı
load platform
yük platformu Noun, Transport
loading platform
yükleme peronu
luggage platform
yük peronu
pace the station platform
peronda ileri geri yürümek Verb
party platform
parti programı
plank in the party platform
parti programı maddesi Noun
railway platform
peron
raised platform
yüksek tribün
sales platform
satış platformu (satış kampanyasının temelini oluşturan ana satış koşullarının açıklanması
small platform
podyum
speak from a broader national platform
daha geniş milli bir programa dayanarak konuşmak Verb
starting platform
gidiş peronu
subway platform
(US) metro peronu
subway platform
metro peronu
terrace (flat roof or open platform
taraça
traffic policeman's raised platform
trafik polisinin üstüne çıktığı yüksek yer
tramp up and down the platform
peronda gidip gelmek Verb
transhipping platform
aktarma peronu
transshipping platform
aktarma peronu
travelling platform
transbordür
travelling platform
döner sahne
unloading platform
boşaltma peronu
unloading platform
yük boşaltma peronu
walk up and down the station platform
peronda ileri geri yürümek Verb
platform barrier
platform parmaklığı
platform car
(US) platformlu araba
platform car
(US) açık yük otomobili
platform speech
esaslı konuşma
platform ticket
perona giriş kartı
platform ticket
peron bileti
platform waggon
açık yük vagonu
clear space on the platform for the speaker
platformda konuşmacıya yer açmak Verb
come in at platform 4
4 no'lu perona gelmek Verb
entrance platform of a bus
otobüsün binilen sahanlığı
Deputy Undersecretariat of Platform Projects
Platform Projeleri Müsteşar Yardımcılığı Noun, Organizations
English-Turkish phrases from Zargan's own database

Turkish-English Translation

  1. dais
  2. rostrum
  3. Noun, Military emplacement
Turkish-English translations from Zargan's own database

Turkish-English Phrases

darağacı platformu
scaffold
fiyat platformu
price plateau
kaldırma platformu
lifting platform Noun, Transport
Kıta Sahanlığı Üzerinde Bulunan Sabit Platformların Güvenliğine Karşı Kanunsuz Eylemlerin Önlenmesi Protokolü
Protocol for the Suppression of Unlawful Acts against the Safety of Fixed Platforms Located on the Continental Shelf  Proper Name, Law
lokomotif platformu
footplate
montaj platformu
assembly platform
şehir merkezine giden trenler platformu
down platform
sondaj platformu
jackup rig Noun
top platformu
emplacement Noun, Military
yük platformu
load platform Noun, Transport
beton platform
concrete platform
bir sanatçının üzerine çıktığı platform
apple box
hizmet olarak platform
platform as a service (PaaS) Noun, Software
platform parmaklığı
platform barrier
Platform Projeleri Müsteşar Yardımcılığı
Deputy Undersecretariat of Platform Projects Noun, Organizations
Turkish-English phrases from Zargan's own database

Turkish Dictionary (Kubbealti Turkish Dictionary)

  1. Ahşap, taş, metal vb
Summary published in cooperation with Kubbealti Foundation. Please visit www.kubbealtilugati.com for the full entry, including etymologies, detailed senses, usage examples and much more.