port

English-Turkish Translation

  1. Noun liman.
    port authority: liman idaresi.
    port of call: uğranılacak liman.
    free port:
    serbest liman.
    home port: demirleme limanı.
  2. Noun liman şehri.
  3. Noun
    port of entry ile ayni anlama gelir. ithalât limanı, gümrük dairesi olan liman.
  4. Noun (gemini/uçağın) sol/iskele tarafı. (bkz: starboard ) (1).
  5. Noun kırmızı Portekiz/porto şarabı, genellikle koyu kırmızı renkli tatlı şarap.
  6. Noun gemi lombarı, lombar kapağı.
    port lid: lombar ağzı/kapağı.
  7. Noun (silindir yüzeyinde buhar/hava/su vb. geçmesi için) delik, açıklık.
  8. Noun mazgal deliği.
  9. Noun kale/sur kapısı.
  10. Noun, Military tutuş.
    port arms: çapraz tutuş.
  11. Noun (a) duruş, vaziyet.
  12. Noun, Electronics kapı: bir devreye/cihaza enerji veya işaretin girdiği/çıktığı uçlar.
  13. Noun, Information Technology bağlantı düzeni: bilgisayarı çevre donanımına bağlayan devre.
  14. Verb iskele tarafına/sola dümen kırmak.
  15. Verb tüfeği (namlusu sol omuza doğru) çaprazlama tutmak.
English-Turkish translations from the Atalay Dictionary, First Edition

English Turkish Phrases

air port
havaalanı
antrepot port
antrepo limanı
arrived from port
son yükleme limanı
artificial port
suni liman
autonomous port
bağımsız liman
barge port
gemilerin yanaşamadığı
barge port
dolayısıyla yükleme ve boşaltma için mavna veya başka ufak teknelerin kullanıldığı liman
barge port
yükleme ve boşaltma için mavna veya ufak teknelerin kullanıldığı liman
be detained in port
limanda uzun süre beklemek Verb
blocade a port
limanı ablukaya almak Verb
bonded port
gümrük antrepolu liman
bonded port
serbest liman
call at a port
bir limana uğramak Verb
car port
üstü kapalı yanları açık otomobil garajı
cargo port
yük limanı
cargo port
yük ambarı
cartage port
bkz
city port
şehir limanı
clear a port
bir limanı terk etmek Verb
clear a port
limandan çıkmak Verb
clear a port
limanı terketmek Verb
close a port
bir limanı kapatmak Verb
close port
mendirek
close port
kapalı liman
close port
iç liman
coaling port
kömür limanı
come into port
limana girmek Verb
commercial port
ticaret limanı
communications port
iletişim kapısı Information Technology
container port
konteyner limanı Noun
continental port
(Br) Avrupa limanı
courtesy of the port
dışardan gelen bir yolcunun valizlerinin hemen gümrük kontrolüne tabi tutulması
deep-water port
açık deniz limanı
delivery port
teslim limanı
discharge port
boşaltma limanı
discharging port
yük boşaltma limanı
dock port
dok limanı
domestic port
bölge limanı
emergency port
iltica limanı
entrepot port
antrepo limanı
estuarine port
nehir ağzındaki liman
estuarine port
bir nehir ağzındaki liman
final port
son liman
fishing port
balıkçı limanı
fishing port
balıkçı barınağı Noun, Maritime Traffic
foreign port
yabancı liman
free port
serbest liman: bütün ticaret gemilerine eşit koşullarla açık liman. Noun
free port
gümrüksüz liman: gümrüksüz olarak mal ihraç/ithal edilen liman. Noun
home port
demirleme limanı.
home port
ana-liman: geminin kayıtlı olduğu liman. Noun
ice free port
buz suz liman
ice-free port
buzdan arınmış liman
inland port
iç liman Noun, International Law
inlet port
emme borusu
inner port
iç liman
intermediate port
ara liman
intermediate port
ara limanı
inward port
ithal limanı
jet port
jet uçağı havaalanı
lading port
yükleme limanı
leave a port
bir limandan ayrılmak Verb
leave port
limanı terk etmek Verb
liberty of a port
limana giriş izni
light port
camlı lumboz
loading port
yükleme limanı
maritime port
deniz limanı
native port
milli liman
natural port
doğal liman
naval port
savaş gemisi limanı
naval port
savaş gemileri limanı
nearest port
en yakın liman
neutral port
tarafsız liman
neutrality of a port
bir limanın tarafsızlığı
observation port
(sinema) gözleme deliği
open port
açık liman
overseer of a port
liman müdürü
overside port
bkz
packet port
posta gemileri ve feribotlar için ayrılmış liman
pocket port
posta gemileri ve feribotlar için ayrılmış liman
police of the port
liman polisi
poop port
kıç penceresi
put into port
limana girmek Verb
quay port
malların gemiden rıhtıma boşaltıldığı liman
quay port
malların gemiden bir rıhtıma boşaltıldığı liman
reach port
limana varmak Verb
register port
kayıt limanı
registered port
bağlama limanı
river port
nehir ağzı limanı
safe port
emin liman
sally port
(kale) çıkış kapısı.
sea port
açık deniz limanı
serial port
dizisel kapı Information Technology
shipping port
sevk limanı
shipping port
sevkıyat limanı
shipping port
sevkiyat limanı
stop at a port
bir limana uğramak Verb
surf port
bkz
trading port
ticaret limanı
transshipping port
aktarma limanı
treaty port
özel bir antlaşma şartı ile eskiden yabancılara açık olan liman
unequipped port
tesis ve teçhizatı olmayan liman
warehouse port
antrepo limanı
warehousing port
antrepo limanı
way port
ara liman
way port
uğrak limanı
whaling port
balina avcıları limanı
work as a port
hamallık etmek Verb
port administration
liman idaresi
port admiral
(Br) donanma limanı amirali
port area
liman bölgesi
port authority
liman idaresi
port authority
liman reisliği
port bar
savaşta liman ağzına konulan engel
port bar
gemi bordasındaki lumbarı kapayan kol
port bar
liman girişindeki sığlık
port bill of lading
liman konşimentosu Noun
port call
limana uğrama
port capacity
liman kapasitesi
port captain
güverte enspektörü
port charges
liman vergisi
port charges
liman rüsumu
port charges
liman resmi
port clearance
geminin limandan ayrılabileceği hususunda verilen belge
port clearance
liman yetkililerince geminin limandan ayrılabileceği hususunda verilen belge
port crane
liman vinci Noun
port differential
aynı mal için bir menşe noktasından iki ya da daha çok sayıdaki rakip limana navlun ücretleri arasındaki fark
port dues
liman resimi
port engine
takma motor
port entrance
liman girişi
port facilities
liman (boşaltma , yükleme , tamirat , yakıt , su , kumanya (ihtiyaçlarını sağlayabilen tesisler Noun
port facilities
liman tesisleri Noun
port hole
lumboz
port improvement
liman bayındırlık faaliyeti
port installation
liman tesisleri Noun
port installations
liman tesisleri Noun
port mark
liman damgası (ihraç edilecek malların ambalajlarının üzerindeki gönderilecekleri limanı belirten işaretler
port mark
liman damgası Noun
port master
liman başkanı Noun, Maritime Traffic
port of anchorage
demirleme limanı
port of call
ara limanı
port of delivery
geminin sahibi tarafından kiracıya teslim edildiği liman
port of delivery
kurtarılan geminin kurtarıcılar tarafından sahibine teslim edileceği liman
port of delivery
gemi kurtarmada
port of destination
teslimat limanı
port of discharge
varma limanı
port of distress
barınma limanı
port of embarkation
bindirme limanı
port of import
ithal limanı
port of landing
yükleme limanı
port of landing
yolcu indirme limanı
port of necessity
barınacak liman
port of refuge
barınma limanı
port of registry
geminin bağlı olduğu liman
port of registry
geminin kaydını yaptırdığı liman
port of sailing
kalkış limanı
port of transhipment
transit sevkıyat limanı
port of transhipment
transit limanı
port of transit
transit limanı
port operation
liman işletme
port permit
ordino Noun, Maritime Traffic
port rate
ithal edilen yüke vurulan liman rüsumu
port reeve
liman reisi
port regulations
liman nizamnamesi
port regulations
liman mevzuatı
port risks
deniz sigorta poliçelerinde liman rizikoları Noun
port risks insurance
deniz sigorta poliçelerinde liman rizikoları Noun
port side
iskele
port side
iskele borda
port side
sol taraf
port state
liman devleti Noun, International Law
port station
liman garı
port tack
kotralar iskeleden seyir.
port toll
(US) liman resmi
port toll
liman resimi
port toll
(US) liman ücreti
port warden
(US) gemiye yüklenmiş malı teftiş eden enspektör
port warden
(US) liman reisi
port won
iskele
air port regulations
havaalanı nizamnamesi
coaling port (station)
kömür limanı
import port
ithal limanı
outport port
büyük gemilerin de yanaşabileceği liman
outport port
büyük gemilerin yanaşabileceği liman
outport port
gümrük memurlarının sürekli bulunmadığı liman
reach a port safely
limana sağ salim varmak Verb
English-Turkish phrases from Zargan's own database