Available on App Store
Get it on Google Play
TR
X
ç
ğ
ı
ö
ş
ü
possibility
Cozy
English-Turkish
Terms/Phrases
English-Turkish Translation
Noun
olanak, imkân, ihtimal.
The proposal has possibilities
: Teklifin başarı olanakları vardır.
I
cannot by any possibility be there in time: Vaktinde orada olmam imkânsızdır.
There is a possibility that the train may be late.
Noun
gerçekleşmesi mümkün olan şey.
The general would not accept that defeat was a possibility .
English-Turkish translations from the Atalay Dictionary, First Edition
Indirim kodları, kupon ve kampanyalar için Jarrt
English Turkish Phrases
(possibility
zayıflamak
Verb
bare naked rare possibility
zayıf ihtimal
be within the bounds of possibility
imkân dahilinde olmak
Verb
consider a possibility
bir olasılığı göz önüne almak
Verb
double possibility
başka bir olasılığa dayanan olasılık
Noun
eliminate a possibility
bir olanağı yok etmek
Verb
leave out a possibility
bir imkânı nazar-ı itibara almamak
Verb
remote possibility
uzak ihtimal
rule out a possibility
bir olasılığı yok saymak
Verb
rule out a possibility
bir olanağı ortadan kaldırmak
Verb
selling possibility
satış olanağı
trading possibility
ticari olanak
possibility of confusion
iltibas imkânı
possibility of reverter
özellikle bir menkul veya gayri menkulün kira ve başka nedenlerle zilyetliğini üçüncü bir şahsa devreden
malike bu zilyetliği tesis eden akit ve başka
possibility to exist
yaşayabilme olanağı
consider the possibility of an event
bir olayın yer alabileceğini dikkate almak
Verb
consider the possibility of doing something
birşeyi yapma olasılığını değerlendirmek
Verb
preclude the possibility of sth
bir şeyin olasılığını bertaraf etmek
Verb
production possibility curve
üretim imkanları eğrisi
English-Turkish phrases from Zargan's own database
Please enable JavaScript to view the
comments powered by Disqus.