quarrel

  1. çıngar (argo)
  2. kavga, çekişme, bozuşma, niza, münazaa.
    I have no quarrel with his opinion: Fikirlerine itirazım yok.
  3. kavga etmek, çekişmek, bozuşmak.
    quarrel with: itiraz/şikâyet etmek.
    quarrel with someone for
    doing sth.: birisini yaptığı işten dolayı muaheze etmek/çıkışmak
    quarrel with one's bread and butter: kendi ekmeği ile oynamak.
  4. (eskiden tatar yayı ile atılan ucu dört köşeli) ağır ve kısa ok.
  5. taşçı kalemi.
kavgasına son vermek Verb
kendi bindiği dalı kesmek Verb
kendi menfaatine halel getirmek Verb
feleğe küsmek Verb
aletlerine kızmak Verb
beyhude kendini üzmek /harap etmek.
bir anlaşmazlığı halletmek Verb
kavgayı uzlaştırmak Verb
çatışmak Verb
bir kavgayı önlemek Verb
birini kavgaya karıştırmak Verb
kavgalarına son vermek Verb
gürültü
bir kavganın tek taraflı hikâyesi
bir kavganın nedeni
uzlaştırılmış kavga
kavga çıkarmak.
kavga çıkarmak Verb
hır çıkarmak Verb
hırgür çıkarmak Verb
hırıltı çıkarmak Verb
çıngar çıkarmak Verb
kavgaya katılmak.
kavgasız
bir hiç uğruna kavga etmek Verb
dalaşmak Verb
kavgalaşmak Verb
birbiriyle çekişmek Verb
birşeye itiraz etmek Verb
birşeyi kabul etmemek Verb
birşeyden yakınmak Verb
birşeyden şikâyet etmek Verb
birşeye karşı çıkmak Verb
biriyle kavgaya tutuşmak Verb
bir hiç için kavga etmek Verb
incir çekirdeğini doldurmayacak şey için kavga etmek Verb
bir hiç için kavga etmek Verb
biriyle alıp veremediği bulunmamak Verb
biriyle kavga aramak Verb