habit

English-Turkish Translation

  1. Noun el alışkanlığı
  2. âdet, alışkı.
    to be in the habit = to make a habit of (doing …): (yapmayı) âdet edinmek.
    Let's DEVAMINI OKU
    hope he doesn't make a habit of it: İnşallah ona alışmaz.
    I don't make a habit of it: Adetim değildir.
    to get/fall into bad habits: kötü âdetler edinmek.
    His habit is to do the hardest job first: En zor işi en önce yapmak âdetidir.
    contrary to habit: mutat hılâfına. GİZLE
  3. alışkanlık, itiyat.
    to get into/out of the habit of doing … : … yapmaya alışmak/yapmayı terketmek. DEVAMINI OKU

    to get someone into the habit of doing … : birisini …'e alıştırmak.
    to have a habit of doing … : … itiyadında olmak.
    by/out of/from (sheer) habit: (sırf) alışkanlıkla.
    grow out of a habit: gitgide alışkanlığını terketmek. GİZLE
  4. iptilâ, düşkünlük.
    habit forming: alışkanlık meydana getiren, iptilâ hasıl eden.
  5. huy, tabiat.
    a man of morose habit: abus/somurtkan tabiatli bir adam.
    habit of body: bünye.
  6. uyuşturucu madde alışkanlığı, özellikle eroin iptilâsı.
    They couldn't cure him of the habit: Onu DEVAMINI OKU
    eroin iptilâsından vazgeçiremediler.
    drug habit: esrar alışkanlığı. GİZLE
  7. zihnî yapı.
  8. yaratılış, tıynet.
  9. (hayvanın/bitkinin) yetişme/gelişme tarzı.
    The honeysuckle is of a twinning habit: Hanımeli sarılarak büyüyen bir bitkidir.
  10. (mineralin kendine özgü) kristal şekli.
  11. kılık, kıyafet, kisve, üniforma, belirli bir rütbe/sınıf/meslek/dinî mertebe vb. gösteren giyim/elbise. DEVAMINI OKU

    The grey Nuns traditionally wore a grey habit.
    take the habit: rahibe olmak. GİZLE
  12. giydirmek, kuşatmak.
  13. oturmak, ikamet etmek.
  14. alıştırmak.
English-Turkish translations from the Atalay Dictionary, First Edition

English Turkish Phrases

make it one's habit
âdet edinmek Verb
make something one's habit
huy edinmek Verb
return to one's old habit
eski alışkanlıklarına dönmek Verb
acquire a habit
bir alışkanlık edinmek Verb
bad habit
illet
bad habit
kötü alışkanlık Noun
bad habit
illet Noun
break a habit
bir alışkanlığı yenmek Verb
break a habit
bir alışkanlıktan kurtulmak Verb
break a habit
bir alışkanlıktan vazgeçmek Verb
buying habit
satın alma alışkanlığı
contrary to habit
mutadı hilafına
discontinue a habit
bir alışkanlığı bırakmak Verb
fall into a habit
alışkanlık edinmek Verb
fast habit
kurtulunmaz alışkanlık
force of habit
alışkanlık gereği
from habit
alışkanlık yüzünden
kick the habit
uyuşturucu madde alışkanlığını bırakmak/terketmek, kötü alışkanlıktan kurtulmak.
local habit
yerel âdet
man of corpulent habit
şişman yapılı adam
matter of habit
alışkanlık meselesi
outgrow a habit
bir alışkanlığı bırakmak Verb
overcome a bad habit
bir kötü alışkanlıktan kurtulmayı başarmak Verb
person who has formed a habit
alışmış
pick up a habit
alışkanlık edinmek Verb
reading habit
okuma alışkanlığı
regular habit
muntazam alışkanlıklar
riding habit
kadın binici elbisesi.
shake off a bad habit
kötü bir alışkanlıktan kurtulmak Verb
spending habit
harcama alışkanlığı
support a habit
bir alışkanlığı sürdürmek Verb
support a habit
bir alışkanlığı sürdürmek için para bulmak Verb
work habit
çalışma yöntemi
habit formation
alışkanlık edinme
habit of body
(tıp) bünye
habit of consumption
tüketim alışkanlığı
habit of mind
zihin yapısı
habit survey
alışkanlıklar üzerine yapılan etüd
acquire a habit of buying
satın alma alışkanlığı edinmek Verb
acquire a habit of buying
satın almayı alışkanlık edinmek Verb
be in the habit of doing sth
bir şeyi yapmak âdeti olmak Verb
form the habit of
huy edinmek Verb
get into the habit of
itiyat edinmek Verb
make a habit of
tabiat edinmek Verb
make a habit of
itiyat edinmek Verb
make a habit of it
bir şeyi alışkanlık haline getirmek Verb
the habit of using a particular expression
ağız alışkanlığı
English-Turkish phrases from Zargan's own database

habıt
Yukarıdan aşağıya ... hubut eden
 
 
Bize Ulaşın
Geri-bildirimde bulunun