çocuk büyütmek, çocuk yetiştirmek
Verb, Child Care
birinin şerefine kadeh kaldırmak
Verb
birinin şerefine kadeh kaldırmak
Verb
birine el kaldırmak, dövmeye yeltenmek.
(a) yüksek sesls konuşmak, (b) öfke ile/bağırarak konuşmak, bağırmak.
Don't raise your voice to me. (c) onaylamamak, kabul etmemek.
As no one raised his voice against the plan, it was agreed on.
birisine ümit/cesaret vermek, maneviyatını kuvvetlendirmek.
(US) maaş zammı almak
Verb
yükseltmek
Verb, Information Technology
(US) Br dolandırıcılık niyetiyle bir çekin meblağını yükseltmek
Verb
çek üzerindeki rakamı yükseltmek
Verb
bir fiyatı yükseltmek
Verb
para cezasını ağırlaştırmak
Verb
bir eve iki kat ilave etmek
Verb
tutuklama emri çıkarmak
Verb
bir kiracının kirasını yükseltmek
Verb
bir konuyu ortaya atmak
Verb
gündem konusunda bir itirazda bulunmak
Verb
bir şeyi gündem konusu olması için önermek
Verb
bir gündem konusunu ele almak
Verb
bir karine ileri sürmek
Verb
bir itirazda bulunmak
Verb
bir şey hakkında itirazda bulunmak
Verb
ortalığı telâşa vermek, telâş/korku uyandırmak.
bir kuşatmayı kaldırmak
Verb
açıkça şikâyet etmek
Verb
şiddetli itirazda bulunmak
Verb
ortaya bir konu atmak
Verb
bir konu ortaya atmak
Verb
konu yu ortaya atmak
Verb
batmış bir gemiyi çıkarmak
Verb
bir tarifeyi yükseltmek
Verb
takdir edilen vergiyi yükseltmek
Verb
bir mahkeme emrini yürürlükten kaldırmak
Verb
hukuki bir soru ortaya atmak
Verb
ortaya bir konu atmak
Verb
birine karşı öfkesini açıkça dile getirmek
Verb
gerekli parayı toplamak
Verb
karışıklık çıkarmak, velveleye vermek, yaygarayı basmak, kıyameti koparmak, paylamak.
sermaye tedarik etmek
Verb
hayvan (sığır) yetiştirmek
Verb
hisse senetleri satarak sermaye tedarik etmek
Verb
hisse senetlerini satarak sermaye tedarik etmek
Verb
yeni riziko sermayesi bulmak
Verb
(a) kıyameti koparmak, yaygarayı basmak, karışıklık çıkarmak, şiddetle itiraz etmek.
The disgranted prisoners started raising hell. (b) curcuna ve gürültü ile eğlenmek, taşkınlıklar yapmak.
altüst/karkmakarışık etmek, birbirine katmak, kırıp geçirmek.
faizleri arttırmak
Verb, Economics
(mülkü) ipotek karşılığı para kaldırmak
Verb
fiyatları yükseltmek
Verb
üretimi azamiye çıkarmak
Verb
bir şeyi öncelik sırasında en üste çıkarmak
Verb
(US) sığır yetiştirmek
Verb
vergileri yükseltmek
Verb
banka iskonto haddini yükseltmek
Verb
(kağıt oyunu) bahis bahs artırmak
Verb
perdeyi açmak, temsile başlamak.
(a) kıyameti koparmak, ortalığı birbirine katmak, (b) şiddetle protesto etmek veya zecrî tedbirler almak.
iskonto oranını yükseltmek
Verb
iskonto oranını yükseltmek
Verb
iskonto oranını yükseltmek
Verb
temettü miktarını yükseltmek
Verb
bir gemi üstüne konan ambargo yu kaldırmak
Verb
nominal değerini yükseltmek
Verb
nominal değerinıyükseltmek
Verb
faiz oranını yükseltmek
Verb
faiz oranlarını yükseltmek
Verb
yarın karaya ulaşmak
Verb
fiyat düzeyinıyükseltmek
Verb
fiyatların düzeyini yükseltmek
Verb
fiyat düzeyini çıkarmak
Verb
kesin önlemler almayı bırakmak
Verb
kısıtlamaları kaldırmak
Verb
(US) yeniden iskonto oranını yükseltmek
Verb
(a) kıyameti koparmak, çok gürültü yapmak, ortalığı birbirine katmak/velveleye vermek, (b) bağıra çağıra
şikâyet etmek, 8 .
roof garden: (a) dam üstü bahçesi, (b) çatı katı, bahçeli/lokantalı üst kat.
hayat standardını yükseltmek
Verb
vergi oranını yükseltmek
Verb
şehri kargaşaya vermek
Verb
bütün hal ve keyfiyeti ortaya dökmek etmek
Verb
gereken parayı hemen temin etmek.
You could raise the wind by selling your stamp collection.
ücretleri yükseltmek
Verb
imdadına koşmak, yardıma çalışmak.
He was the only one who lifted a finger to save the child.
para toplama kampanyası
Noun
(buhar makinesine) istim vermek, istimi yükseltmek.