(ilerisi için) ayırmak /saklamak/muhafaza etmek.
Transitive Verb
hakkını muhafaza etmek.
Transitive Verb
(kendisi/şahsı için) ayırmak, alıkoymak.
He reserves that privilege for himself.
Transitive Verb
(taşıtta yer/otelde oda vb.) ayır(t)mak.
I reserveed two tickets on the train. to reserve a hotel room.
Transitive Verb
(kilisede) takdis edilmiş eşyayı sonrası için saklamak.
Transitive Verb
ihtiyat akçesi, yedekler, olağanüstü hallerde harcanmak üzere ayrılmış para veya paraya çevrilebilen evrak.
Noun, Public Finance
yedek, ihtiyat olarak saklanan şey.
Noun
özel bir maksatla ayrılmış kamu arazisi.
Noun
ilgisizlik, kayıtsızlık, içine kapanma.
Noun
çekinip sıkılma, açıklamama, içine kapanıklık.
Noun
(a) yedek askerî kuvvet/birlik, (b)
reserves: yedekler, ihtiyatlar, savaş halinde askere alınanlar.
Noun, Military
(tavırlarda, başkalarıyla münasebetlerde) resmiyet, soğukluk, çekingenlik, uzak duruş.
Noun
suskunluk, sükûtîlik, ağız sıkılığı, ketumiyet.
Noun
yedek, ihtiyat, ilerisi için saklanmış.
a reserve supply of money.
Adjective
hasar tespit masrafları karşılığı
amortisman karşılıkları
Noun
amortisman ihtiyatları
Noun
her halükârda satılmak
Verb
şirketin sermayesini temsil eden ve ancak şirketin tasfiyesinde hissedarlara ödenecek olan ticari kârlar
anonim şirketlerde birikmiş karlar
(US) New York ve Chicago'daki Amerikan Milli Bankaları
Noun
(sigorta şirketi) hasar tespit masrafları karşılığı
konsolide ihtiyatları
Noun
zararları karşılamak üzere ayrılan karşılıklar
Noun
buhran zamanı için ayrılan yedek akçe
ihtiyat akçesi
Noun, Accounting
fevkalade ihtiyat
Noun, Accounting
beklenmedik durumlar karşılığı
gelecekte bazı koşulların ortaya çıkması ile doğabilecek zararları karşılamak amacıyla ayrılan karşılık
amortisman karşılığı hesabı
(banka , US) olağanüstü rezerv
müşterilerinin mevduatlarının belli bir oranında (kendi yedek paraları ile Bank'taki mevduatlardan oluşan)
rezerv bulundurmak zorundadır
ABD'de Merkez Bankası işlevlerini yapan banka sistemi
uzun vadeli faizli kıymetli evraka yatırılmış rezerv
faizli menkul değerlere yatırılmış yedek akçe
avı korumak için ayrılmış arazi
altın razervi/stoku/mevcudu: bir ülkenin para değerini korumak için merkez bankasında sakladığı altın miktarı.
Noun
ABD Federal hükümetinin taahhütlerinin teminatı olarak hazinede tuttuğu altın miktarı.
Noun
yedekte, ihtiyatta, yedek/ihtiyat olarak saklanan.
başlangıç (hayat sigortası) rezervi
(hayat sigortası) başlangıç rezervi
envanter karşılığı (stokların değer kayıplarını karşılamak için ayrılan para
işgücü yedeği
Noun, Economics
(bankacılık , US) kanuni yedek akçe
yasal yedek/kanunî ihtiyat (akçe): yasalara göre bir bankanın yedek olarak bulundurması gereken nakit para.
hayat sigortası karşılığı
bakım masrafları yedek akçesi
bakım masrafları karşılığı
riyazi ihtiyat (hayat poliçesinde sigortacının muhtemel sorumluluğunu karşılamak için yıl sonunda ayırdığı miktar
Noun
işletme masrafları artması karşılığı
emekli aylıkları yedek akçesi
kıymet tashihi kaydı ihtirazisi
(bankacılık) kasa rezervi
itfa için ayrılan yedek akçe
yenileme masrafları karşılığı
ciğerde daima bulunan hava kalıntısı.
yedek bankası: başka bankaların ihtiyat akçelerini yatırdıkları banka.
Noun
ABD'deki 12 Federal yedek bankadan herbiri.
Noun
geminin su geçmez güvertesini yeterince yük hattı üzerinde tutabilen yedek yüzücülük
alıcının ödeyeceği posta ücreti
alıkoyucu madde: bir atletin sözleşmesinde kendi kulübünden başkasına çalışmayacağına dair madde.
Noun
rezerv para (hükümetlerin resmi rezervlerinin bir bölümü olarak tuttukları uluslararası geçerli para
savunma hakkını saklı tutmak
Verb
başka bankaların kanuni ihtiyatlarının bir bölümünün depo edildiği yetkili banka
ödenemeyebilecek borçlar için ayrılan para
şüpheli alacaklar karşılığı
ihtiyat güç
Noun, Military
ihtiyat akçesi
Noun, Accounting
yedek subay, ihtiyat zabiti.
kararını sonraya bırakmak
Verb
alıkoyulan siparişler
Noun
en düşük açık artırma fiyatı
satıcının satış yapacağı en düşük fiyat
malın satılması için kabul etmeye istekli olduğu en düşük fiyat
karşılık bulundurma koşulu
mevduat munzam karşılıkları
Noun
kârdan doğan ve ortaklarca çekilebilen özsermaye unsuru
ihtiyari yedek (bir şirketin yönetim kurulunca , istenildiğinde oluşturulan ve gereği kalmadığı zaman
kâr payı olarak dağıtılan rezerv
şirket sözleşmesi gereği ayrılması zorunlu yedek
(yaşam sigortası) yıl sonu prim rezervi
(US) olağanüstü yedek akçe
(yaşam sigortası) prim rezervi
(sigorta) savaş yedek akçesi
(a) çekinmeden, (b) koşulsuz, şartsız.