Available on App Store
Get it on Google Play
TR
X
ç
ğ
ı
ö
ş
ü
ripple
Cozy
English-Turkish
Terms/Phrases
English-Turkish Translation
Verb
(sıvı yüzeyi) kırış(tır)mak, hafifçe dalgalan(dır)mak.
Verb
dalgalanarak akmak, çağlamak, inip çıkarak gitmek.
The canoe rippled through the water.
Verb
(katı yüzey) pürüzlü/dalgalı olmak.
Verb
(ses tonu/perdesi) dalgalanmak, yükselip alçalmak.
Laughter rippled over the audience.
Verb
dalgalı bir şekil vermek.
Verb
(elbise/etek vb.) dalgalanarak yerde sürünmek.
Her dress rippled to the floor.
Verb
(haber vb.) çalkalanmak, dalga dalga yayılmak.
The news gradually rippled outwards.
Verb
keten tohumunu (tarakla) ayırmak.
Noun
(sıvı yüzeyinde) kırışıklık, hafif dalga(lanma).
Noun
(saç vb.) dalga(lanma), kıvrım, kıvrıntı, kıvırcık.
Noun
küçük çağlayan/şelâle.
Noun
dalgalanan/yükselip alçalan şey.
a ripple of laughter. a ripple of conversation.
Noun
ripple mark
ile ayni anlama gelir. kumda rüzgâr veya akarsuyun oluşturduğu iz.
Noun
keten tarağı, keten tohumunu ayırmaya yarayan tarak.
English-Turkish translations from the Atalay Dictionary, First Edition
Indirim kodları, kupon ve kampanyalar için Jarrt
English Turkish Phrases
pipe ripple
boru eki
without a ripple
ayna gibi
ripple effect
giderek yayılan bir etki
ripple mark
ripple
ile ayni anlama gelir. kumda rüzgâr veya akarsuyun oluşturduğu iz.
ripple of conversation
dalga gibi yükselip alçalan konuşma sesi
ripple out into more sectors
küçük küçük sektörler halinde dağılmak
Verb
English-Turkish phrases from Zargan's own database
Please enable JavaScript to view the
comments powered by Disqus.