belli bir miktarda bir para avans vermek
Verb
bir parayı bir şeye tahsis etmek
Verb
bir parayı bir şeye tahsis etmek
Verb
bir meblağı birçok kişi arasında bölüştürmek
Verb
bir meblağın ödenmesine müsaade etmek
Verb
bir meblağın ödenmesine müsaade etmek
Verb
birine tazminat vermek
Verb
bir meblağdan düşmek
Verb
belli bir fiyata iyi olmak
Verb
gerekli meblağın üzerinde olmak
Verb
bir meblağın nakl-i yekûnu
meblağı geri çevirmek
Verb
bir meblağı geri çevirmek
Verb
öz sermaye toplamı (işletmenin sermaye ve dağıtılmamış kârları
Noun
sigorta tazminat tutarı (önceden saptanmış belirli bir durumun ortaya çıkması halinde bir sigorta şirketinin
sigortalıya ödemek durumunda olduğu para
bir meblağı birinin zimmetine geçirmek
Verb
bir meblağı zimmete geçirmek
Verb
meblağı zimmete geçirmek
Verb
bir meblağı borca kaydetmek
Verb
birinden para istemek
Verb
bir meblağı hesaplamak
Verb
Düşünüyorum demek ki varım. (Dekart felsefesinin temel fikri).
Düşünüyorum, öyleyse varım.
Sentence
birinden para çekmek
Verb
taksitle ödenen bir meblağı toptan ödeme koşuluna çevirmek
Verb
bir meblağın hesabını yapmak
Verb
bir meblağı hesaplamak
Verb
çok fahiş fiyata mal olmak
Verb
bir meblağı mahsup etmek
Verb
meblağı tenzil etmek
Verb
Çin mantısı: içine et, sebze ve baharat vb. konarak pişirilen mantı.
Noun
bir meblağı sadakaya ayırmak
Verb
bir hesabı kafadan yapmak
Verb
bir meblağı iki misline çıkarmak
Verb
büyük bir meblağı zimmetine geçirmek
Verb
birine bir para emanet etmek
Verb
bir şeyi emanet vermek
Verb
sıhhati iyi olma belirli bir fiyata iyi olmak
Verb
borçlu tarafından belirli bir tutar karşılığı verilen senet
alacaklı bankanın taban faiz oranına bağlı olarak artan veya azalan faiz oranlarında o anda aldığı veya
ileride alacağı bütün borçlarına karşı teminat
bir gün gerekir diye bir tarafa beş on kuruş koymak
Verb
yüzde altı faiz üzerinden para yatırmak
Verb
bir meblağı yüzde 6 üzerinden faize yatırmak
Verb
bir meblağı % 60 üzerinden faize yatırmak
Verb
sigortalı bir kimseye normal ödemeler dışında emekliliğinde yapılan defaten ödeme
istenilen meblağı tamamlamak
Verb
proformada görülen cüzi meblağ
mahkemeye depozito yatırmak
Verb
güvence olarak bir meblağ ödemek
Verb
birinin hesabına belli bir miktar para ödemek
Verb
birine tazminat olarak bir meblağ ödemek
Verb
karşılığı para yatırmak
Verb
bir meblağı birinin tasarrufuna sunmak
Verb
meblağı birinin tasarrufuna sunmak
Verb
bir meblağı birinin zimmetine geçirmek
Verb
bir meblağı birinin zimmetine yazmak
Verb
hayat sigortası poliçesinde belirtilen meblağ
bir aritmetik işlemin sonucunu sağlamak
Verb
birine bir meblağ göndermek
Verb
sermayenin geri ödenmesi
Noun
bir hesabı yuvarlamak
Verb
beş on kuruş toplamak
Verb
bir meblağı eşit hisselere bölmek
Verb
bir meblağın ödenmesine kefalet etmek
Verb
hayır için para yardımında bulunmak
Verb
toplam, yekûn.
The sum of 4 and 7 is 11.
tutar, meblağ, (masraf vb.) yekûnu/tutarı.
a good round sum: büyük bir meblağ.
The expenses came to an enormous sum.
(belirlenmeyen) bir miktar.
a sum of money: bir miktar para.
lump sum: götürü, toptan.
problem, mesele, hesap (meselesi).
I can't do this sum: Bu hesabı yapamıyorum.
He is very good/ bad at his sums: Hesabı çok kuvvetlidir/ zayıftır.
öz, özet, hulâsa.
in sum: özet olarak, kısacası, uzun sözün kısası, velhasıl.
the sum and the substance of the matter: meselenin özü ve ruhu.
sum up: toplamak, toplamını bulmak, yekûn etmek/çıkarmak.
= Surface to Underwater Missile.
bir şikâyetin kısaca aslı
yüzde beş faizli yatırılan para
tazminat olarak ödenen tutar
(a) özetlemek, hulâsa/icmal etmek, (b) hüküm vermek.
sum someone up: birisi hakkında hüküm vermek,
birinin numarasını vermek.
sum up the situation at a glance: bir bakışta durumu kavramak/takdir etmek.
gücünü kuvvetini toparlamak
Verb
delilleri bir araya getirmek
Verb
delilleri biraraya getirmek
Verb
hesap kalemlerini toplamak
Verb
durumu bir bakışta özetlemek
Verb
toplam
Information Technology
anahtar teslimi götürü bedel
bir parayı kullanmak
Verb
kumarhanede büyük para kazanmak
Verb
bir miktar para çekmek
Verb
politikada ya da diplomaside
durumu kurtarıcı bir yolun bulunmadığı ve bir tarafın kaybedeceği öteki tarafın kazanacağı karşı karşıya geliş