birine dayak atmak, pataklamak,
k.d. tozunu almak.
birini dövmek/pataklamak.
hava gömleği: bir makine parçasının etrafını kuşatan ve ısı yayılmasını önlemeye yarayan hava tabakası.
Noun
kol ağızları ve beli büzgülü ceket
kitap gömleği/kılıfı, ciltli kitabın üzerine geçirilen kâğıt kap.
kemerli ceket, avcı ceketi.
Noun
kitap gömleği/kılıfı/kabı.
Noun
(önü açık, bele kadar gelen) kısa ceket.
uçaksavar topçusu çelik yeleği
lumberjack ile ayni anlama gelir. oduncu/keresteci ceketi: bele kadar uzayan deri/yün ceket.
sofrada giyilen (kısa, dar) ceket.
Noun
maymun ceketi, kısa/dar ceket.
gemici ceketi (göğsü çift düğmeli, kalın yünden yapılmış).
Noun
birinin zayıf yanlarını aramak
Verb
birinde kusur bulmaya çalışmak
Verb
sıcak ülkelerde smokin yerine giyilen dar ve kısa ceket.
Noun
(ev içinde giyilen) bol ceket.
Noun
deli gömleği.
straight jacket ile ayni anlama gelir.
Noun
su gömleği: motoru soğutmak için silindirin etrafını saran su.
Noun
kumpir
Noun, Food-Kitchen
(yün örgü) hırka/ceket.
Noun