sneak

  1. gizlice/sinsi sinsi sokulma(k)/ dolaşma(k)/ savuşma(k), sinsice ilerleme(k)/ hareket etme(k).
    sneak
    in: gizlice içeri girmek.
    sneak out: sıvışmak, gizlice dışarı çıkmak.
    sneak past a guard: nöbetçi görmeden sıvışmak.
    sneak around to the back door: gizlice arka kapıya gitmek.
  2. sezdirmeden/ gizlice yapma(k)/ etme(k) /geçirme(k)/ saklama(k)/ çalma(k) vb.
    He sneaked the gun into
    his pocket: Tabancayı gizlice cebine sakladı.
    a boy caught sneaking an apple from a shop.
  3. müzevvir, gammaz, sinsice ihbar eden kimse.
sıvışmak, tüymek.
dibi düz ufak kayık.
sızıntı akım Information Technology
sıvışmak, savuşmak. sinsi, korkak, alçak kimse.
kaçmak Verb
öngösteri, seyircilerin tepkisini anlamak için yapılan ilk film gösterisi.
ani baskın
açık pencere veya kapıdan giren hırsız.