Available on App Store
Get it on Google Play
TR
X
ç
ğ
ı
ö
ş
ü
stand in
Cozy
English-Turkish
Terms/Phrases
English-Turkish Translation
iştirak etmek, ortak olmak.
stand in awe of
: korkmak, bir kimseye karşı korku ile karışık saygı
DEVAMINI OKU
duymak,
stand in for
: yerine geçmek, vekâleten görevini yapmak,
stand in with
: araları iyi olmak, uyuşmak, anlaşmak.
GİZLE
English-Turkish translations from the Atalay Dictionary, First Edition
Indirim kodları, kupon ve kampanyalar için Jarrt
English Turkish Phrases
stand in someone's path
birine karşı durmak, arzusuna set çekmek/karşı gelmek.
stand in someone's way
birini önlemek
Verb
stand in someone's way
birine engel olmak
Verb
stand in someone's way
birinin önünü kesmek
Verb
stand in someone's way
birini engellemek
Verb
stand in a trade exhibition
ticaret fuarında pavyon
+53
stand in an awkward position
tehlikeli durumda olmak
Verb
stand in awe of
bir kimseye karşı korkuyla karışık saygı duymak
Verb
stand in awe of
korkmak
Verb
stand in bewilderment
bakakalmak
Verb
stand in competition with sb
biriyle rekabet halinde olmak
Verb
stand in correspondence
mektuplaşmak
Verb
stand in cure
doktor bakımında
stand in error
yanılgıda olmak
Verb
stand in for sb
vekâleten görevini yapmak
Verb
stand in for someone
birinin görevini yerine getirmek
Verb
stand in for someone
birinin yerine geçmek
Verb
stand in for someone
birinin yokluğunu telafi etmek
Verb
stand in for someone
birinin yerine bakmak
Verb
stand in full view of the crowd
herkes tarafından görülmek
Verb
stand in good stead
(müşkül bir anda) birine yararlı olmak, yardımı/faydası dokunmak, işe yaramak.
stand in great fear of dismissal
kovulmaktan büyük endişe duymak
Verb
stand in line
sıranın kendisine gelmesini beklemek
Verb
stand in line
kuyruk oluşturmak
Verb
stand in line
sırada beklemek
Verb
stand in line
kuyruğa girmek
Verb
stand in line
sıraya girmek
Verb
stand in need of help
yardıma muhtaç olmak
Verb
stand in sb's shoes
birinin yerinde olmak
Verb
stand in the ancient ways
eski alışkanlıklara bağlı kalmak
Verb
stand in the doorway
politikada
stand in the doorway
sözde muhalefet yapmak
Verb
stand in the first rank
ön sırada bulunmak
Verb
stand in the forefront
ön planda olmak
Verb
stand in the name of sb
biri adına takrir vermek
Verb
stand in the name of sb
(önerge) biri adına verilmiş olmak
Verb
stand in the way
önünü almak
Verb
stand in the way
yoluna çıkmak
Verb
stand in the way
engel olmak
Verb
stand in the way
yolunu kesmek
Verb
stand in the way
engellemek
Verb
stand in the way
önünü kesmek
Verb
stand in the way
önlemek
Verb
stand in the way of justice
adalete engel olmak
Verb
stand in with sb
araları iyi olmak
Verb
have a good stand in with sb
birinin gözünde itibarlı olmak
Verb
stand about in knots
gruplaşmak
Verb
stand all the way back in a bus
otobüste bütün yol boyunca ayakta gitmek
Verb
stand for reelection in rotation
dönüşümlü olarak yeniden seçim için aday olmak
Verb
stand good in law
meşru olmak
Verb
stand good in law
kanunen haklı olmak
Verb
stand high in sb's favour
birinin gözünde yüksek saygınlığı olmak
Verb
stand high in someone's favor
birisinin gözünde olmak, bir kimse yanında itibarı yüksek olmak.
stand someone in good stead
faydalı olmak
Verb
stand someone in good stead
yararlı olmak
Verb
stand-in
benzer, dublör, hazırlık esnasında veya tehlikeli sahne çevriminde bir artistin yerini alan kimse.
Noun
stand-in
nüfuzlu/gözde mevki.
Noun
stand-in
nüfuz, piston.
Noun
English-Turkish phrases from Zargan's own database
Please enable JavaScript to view the
comments powered by Disqus.
Bize Ulaşın
Geri-bildirimde bulunun
E-Posta
*
Mesaj
Gönder