Available on App Store
Get it on Google Play
TR
X
ç
ğ
ı
ö
ş
ü
stool
Cozy
English-Turkish
Terms/Phrases
English-Turkish Translation
iskemle, tabure.
ayak iskemlesi.
yeni kök veren eski kök/kütük.
filiz, sürgün.
çığırtkan kuş, üzerine bu kuşu bağladıkları sırık.
avcıların tuzak/yem olarak kullandıkları yapma kuş/ördek.
oturak, lâzımlık.
dışkı, kazurat, defi hacet.
pencere denizliği.
yeni filiz vermek/sürmek, filizlenmek.
çığırtkan kuşla avlamak.
go to stool
ile ayni anlama gelir. dışkı defetmek, defi hacet etmek, büyük abdest yapmak.
gammazlamak, ihbar etmek, ele vermek.
English-Turkish translations from the Atalay Dictionary, First Edition
Indirim kodları, kupon ve kampanyalar için Jarrt
English Turkish Phrases
cucking stool
suç-oturağı, suçlu iskemlesi: eskiden suçluların, özellikle sahtekârlık yapan tüccarların bağlanarak
halka teşhir edildikleri, bazen da suya sokuldukları iskemle.
Noun
cutty stool
(a) alçak iskemle/tabure, (b) (eski kiliselerde suçlu ve günahkârların oturtulup halk huzurunda azarlandıkları/teşhir
edildikleri) ceza iskemlesi.
ducking stool
daldırma iskemlesi: eski devirlerde suçlunun bağlanarak suya daldırıldığı ceza iskemlesi.
folding stool
portatif iskemle
go to stool
stool
ile ayni anlama gelir. dışkı defetmek, defi hacet etmek, büyük abdest yapmak.
kitchen stool
mutfak sandalyesi
low stool
oturak
milking stool
süt taburesi: oturacak yeri düz ve yarım daire şeklinde üç ayaklı iskemle.
Noun
music stool
piyano taburesi
office stool
büro iskemlesi
stool pigeon
(a) çığırtkan güvercin, (b)
stoolie
olarak da bilinir
argo
ihbarcı, müzevir, gammaz, polis
tarafından hafiye olarak kullanılan kimse.
English-Turkish phrases from Zargan's own database
Please enable JavaScript to view the
comments powered by Disqus.