sum

English-Turkish Translation

  1. Noun, Mathematics toplam
  2. toplam, yekûn.
    The sum of 4 and 7 is 11.
  3. tutar, meblağ, (masraf vb.) yekûnu/tutarı.
    a good round sum: büyük bir meblağ.
    The expenses came to an enormous sum.
  4. (belirlenmeyen) bir miktar.
    a sum of money: bir miktar para.
    lump sum: götürü, toptan.
  5. toplanacak sayılar.
  6. problem, mesele, hesap (meselesi).
    I can't do this sum: Bu hesabı yapamıyorum.
    He is very good/
    bad at his sums: Hesabı çok kuvvetlidir/ zayıftır.
  7. öz, özet, hulâsa.
    in sum: özet olarak, kısacası, uzun sözün kısası, velhasıl.
    the sum and the
    substance of the matter: meselenin özü ve ruhu.
  8. sum up: toplamak, toplamını bulmak, yekûn etmek/çıkarmak.
  9. = Surface to Underwater Missile.
English-Turkish translations from the Atalay Dictionary, First Edition

English Turkish Phrases

a sum of money one saves to pay for one's burial
ölümlük
do a sum in one's head
bir hesabı kafadan yapmak Verb
lump-sum
götürü Adjective, Law
sum up all one's strength
gücünü kuvvetini toparlamak Verb
take a sum out of one's income
gelirinden bir meblağ çıkarmak Verb
a sizeable sum
büyükçe bir meblağ
additional sum
ilave meblağ
advance a sum
belli bir miktarda bir para avans vermek Verb
agreed sum
götürü fiyat
algebraic direct sum
cebirsel dolaysız toplam
algebraic sum
cebirsel toplam
authorize the payment of a sum
bir meblağın ödenmesine müsaade etmek Verb
authroize the payment of a sum
bir meblağın ödenmesine müsaade etmek Verb
average sum
ortalama meblağ
average sum
götürü meblağ
be deducted from a sum
meblağdan düşmek Verb
be deducted from a sum
bir meblağdan düşmek Verb
be good for a sum
belli bir fiyata iyi olmak Verb
bringing forward of a sum
bir meblağın nakl-i yekûnu
call in a sum
meblağı geri çevirmek Verb
call in a sum
bir meblağı geri çevirmek Verb
capital sum
öz sermaye toplamı (işletmenin sermaye ve dağıtılmamış kârları Noun
capital sum
öz sermaye toplamı
capital sum
sigorta tazminat tutarı (önceden saptanmış belirli bir durumun ortaya çıkması halinde bir sigorta şirketinin
sigortalıya ödemek durumunda olduğu para
charge someone a sum
birinden para istemek Verb
cipher out a sum
bir meblağı hesaplamak Verb
cogito ergo sum
Düşünüyorum demek ki varım. (Dekart felsefesinin temel fikri).
come upon someone for a sum
birinden para çekmek Verb
commute an annuity into a lump sum
taksitle ödenen bir meblağı toptan ödeme koşuluna çevirmek Verb
compute a sum
bir meblağın hesabını yapmak Verb
compute a sum
bir meblağı hesaplamak Verb
deduct a sum
bir meblağı mahsup etmek Verb
deduct a sum
meblağı indirmek Verb
deduct a sum
meblağı düşmek Verb
deduct a sum
meblağı tenzil etmek Verb
definite (given) sum
belirli bir meblağ
definite sum
belli bir meblağ
dim sum
Çin mantısı: içine et, sebze ve baharat vb. konarak pişirilen mantı. Noun
discount sum
iskonto tutarı
double a sum
bir meblağı iki misline çıkarmak Verb
embezzle a large sum
büyük bir meblağı zimmetine geçirmek Verb
entire sum
bütün meblağ
entrust someone with a sum
birine bir para emanet etmek Verb
entrust someone with a sum
bir şeyi emanet vermek Verb
even sum
eşit meblağ
even sum
yuvarlak hesap
fitness to be good for a sum
sıhhati iyi olma belirli bir fiyata iyi olmak Verb
fixed sum
sabit bir meblağ
flat (global) sum
götürü meblağ
for a lump sum
maktu
freight lump sum
götürü navlun
given sum
söz konusu meblağ
global sum
genel toplam
good round sum
büyük bir meblağ
good round sum
yuvarlak hesap
gross sum
toplam tutar
gross sum
brüt meblağ
inclusive sum
toplam tutar
insignificant sum
önemsiz meblağ
investment sum
yatırım tutarı
large sum
büyük meblağ
liquidated sum
ödenecek miktar
lump sum
götürü ücret
lump sum
toptan verilen para
lump sum
götürü, toptan
lump sum
sigortalı bir kimseye normal ödemeler dışında emekliliğinde yapılan defaten ödeme
make up a sum
bir hesabı toplamak Verb
make up the requisite sum
istenilen meblağı tamamlamak Verb
nice little sum
iyi bir para
nominal sum
proformada görülen cüzi meblağ
paltry sum
önemsiz meblağ
pay in a single sum
defaten ödemek Verb
pay in an equal sum
eşit aport yatırmak Verb
pay over a sum
bir meblağ ödemek Verb
penal sum
cezai şart
penal sum
pişmanlık akçesi
principal sum
hayat sigortası poliçesinde belirtilen meblağ
principal sum
ana sermaye
prove a sum
bir aritmetik işlemin sonucunu sağlamak Verb
return of a capital sum
sermayenin geri ödenmesi Noun
round off a sum
bir hesabı yuvarlamak Verb
round sum
yuvarlak hesap
single sum
defaten
stand surety for the payment of a sum
bir meblağın ödenmesine kefalet etmek Verb
stated sum
söz konusu meblağ
stationary sum
sabit meblağ
term of a sum
bir meblağın tespiti
to be deducted from a sum
bir meblağdan düşülmüş
total sum
genel toplam
total sum
yekûn
total sum
meblağ tutarı
total sum
toplam
total sum
toplam tutar
total sum
yekun
total, sum
toplam Information Technology
twice the sum
meblağın iki misli
sum (of money
meblağ
sum and substance of a complaint
bir şikâyetin kısaca aslı
sum at the bank
bankadaki meblağ
sum available for dividend
temettüye ayrılan meblağ
sum brought forward s
nakledilen yekûn
sum certain in money
belli miktar bir para
sum in excess
fazla ödenen tutar
sum in full settlement of all claims
sus payı
sum in words
yazılı olarak meblağ
sum insured
sigorta tutarı
sum insured
sigorta meblağı
sum invested at 5 % interest
yüzde beş faizli yatırılan para
sum of money deducted from a salary
kesenek
sum of money due and owing
(bilanço) alacaklar
sum on deposit
mevduat tutarı
sum paid as compensation
tazminat olarak ödenen tutar
sum paid for exemption from military service
bedel
sum safe in hand
elde mevcut meblağ
sum total
genel toplam
sum up
(a) özetlemek, hulâsa/icmal etmek, (b) hüküm vermek.
sum someone up: birisi hakkında hüküm vermek,
birinin numarasını vermek.
sum up the situation at a glance: bir bakışta durumu kavramak/takdir etmek.
sum up in note
kısaca özetlemek Verb
sum up in note form
kısaca özetlemek Verb
sum up the evidence
delilleri bir araya getirmek Verb
sum up the evidence
delilleri biraraya getirmek Verb
sum up the evidence
delilleri toplamak Verb
sum up the items
hesap kalemlerini toplamak Verb
sum up the situation at a glance
durumu bir bakışta özetlemek Verb
sum withdrawn from the bank
bankadan çekilen meblağ
allocate a sum to sth
bir parayı bir şeye tahsis etmek Verb
allocate sum to sth
bir parayı bir şeye tahsis etmek Verb
apportion a sum among several people
bir meblağı birçok kişi arasında bölüştürmek Verb
award someone a sum of damages
birine tazminat vermek Verb
be in excess of the sum required
gerekli meblağın üzerinde olmak Verb
carry a sum to sb's debit
bir meblağı birinin zimmetine geçirmek Verb
charge a sum to the debit
bir meblağı zimmete geçirmek Verb
charge a sum to the debit
meblağı zimmete geçirmek Verb
charge a sum to the debit
bir meblağı borca kaydetmek Verb
Cogito, ergo sum.
Düşünüyorum, öyleyse varım. Sentence
cost a sum out of all reason
çok fahiş fiyata mal olmak Verb
divert a sum for charity
bir meblağı sadakaya ayırmak Verb
equal sum of money
eşit para meblağı
fixed- sum debenture
borçlu tarafından belirli bir tutar karşılığı verilen senet
fixed- sum debenture
alacaklı bankanın taban faiz oranına bağlı olarak artan veya azalan faiz oranlarında o anda aldığı veya
ileride alacağı bütün borçlarına karşı teminat
have someone pay (a sum of money
ödetmek Verb
invest a sum at 6 percent interest
yüzde altı faiz üzerinden para yatırmak Verb
invest a sum at 6 percent interest
bir meblağı yüzde 6 üzerinden faize yatırmak Verb
invest a sum at 60
bir meblağı % 60 üzerinden faize yatırmak Verb
lump sum agreement
götürü sözleşme
lump sum allotment
toptan ödenen taksitler
lump sum allowance
yekten ödenen tahsisat
lump sum appropriation
yekten ödenen tahsisat
lump sum bargaining
kabala
lump sum charge
götürü vergi
lump sum charges
götürü vergi
lump sum charter
götürü anlaşma
lump sum charter
götürü kiralama
lump sum contract
götürü sözleşme
lump sum deduction
götürü indirim
lump sum deduction
toptan götürü indirim
lump sum expenditure
götürü masraf
lump sum fee
götürü ücret
lump sum job
götürü iş
lump sum price
götürü bedel
make a sum due payable on the installment plan
taksitlendirmek Verb
on a lump sum basis
götürü olarak
pay a sum by way of indemnification
tazminat ödemek Verb
pay a sum of money into the court
mahkemeye depozito yatırmak Verb
pay in a sum as a security
güvence olarak bir meblağ ödemek Verb
pay in a sum to sb's credit
birinin hesabına belli bir miktar para ödemek Verb
pay someone a sum by way of indemnification
birine tazminat olarak bir meblağ ödemek Verb
place a sum against
karşılığı para yatırmak Verb
place a sum at the disposal of sb
bir meblağı birinin tasarrufuna sunmak Verb
place a sum at the disposal of sb
meblağı birinin tasarrufuna sunmak Verb
place a sum to sb's debit
bir meblağı birinin zimmetine geçirmek Verb
place a sum to sb's debit
bir meblağı birinin zimmetine yazmak Verb
prodigious sum of money
külliyetli miktarda para
remit a sum of money
birine bir meblağ göndermek Verb
scrape up a sum of money
beş on kuruş toplamak Verb
small sum for relief
küçük para yardımı
small sum of money
küçük para tutarı
split a sum into equal shares
bir meblağı eşit hisselere bölmek Verb
subscribe a sum to charity
hayır için para yardımında bulunmak Verb
to sum it up
velhasıl-ı kelam Adverb
to sum up
hâsılı
To sum up,
Özetlemek gerekirse,
turnkey lump sum price
anahtar teslimi götürü bedel
use a sum of money
bir parayı kullanmak Verb
use of a sum of money
bir paranın kullanımı
win a large sum at the casino
kumarhanede büyük para kazanmak Verb
withdraw a sum of money
bir miktar para çekmek Verb
withdrawal of a sum of money
bir miktar para çekme
zero- sum game
politikada ya da diplomaside
zero- sum game
durumu kurtarıcı bir yolun bulunmadığı ve bir tarafın kaybedeceği öteki tarafın kazanacağı karşı karşıya geliş
English-Turkish phrases from Zargan's own database

Turkish Dictionary (Kubbealti Turkish Dictionary)

  1. Sağırlar, sağır
  2. Sarmısak
Summary published in cooperation with Kubbealti Foundation. Please visit www.kubbealtilugati.com for the full entry, including etymologies, detailed senses, usage examples and much more.