English-Turkish Translation

  1. Let
    's go.
    NOT:
    are, am, will, had, would, has ve
    is fiillerinin kısaltılmış
    şekli olan
    're, 'm, 'll, 'd ve
    's , tümce sonunda kullanılmaz, yani bu fiiller tümce sonuna gelirse kısaltılmadan yazılmalıdırlar. Örnek:
    I'm not coming but they are. They're not coming but I am. She's wondering where he is.
  2. bizi, bize, bizim.
    Will you come with us? Bizimle gelir misiniz?
    Give us this day our daily
    bread: Bize bugünlük ekmeğimizi ihsan eyle.
    They can see us: Bizi görebilirler.
English-Turkish translations from the Atalay Dictionary, First Edition

English Turkish Phrases

Assistant U.S. Attorney
ABD Savcı Yardımcısı Noun, Law
right beside me
yanıbaşımda Adverb
right beside me
burnumun dibinde Adverb
(center US
il merkezi
(magistrate's , US
cürmümeşhut mahkemesi
(magistrate's , US
suçüstü mahkemesi
across from us
(US) karşıda
across from us
karşı tarafta
additional us
ek finansman
agricultural us
tarım fuarı
all of us
hepimiz
all of us
top umuz
an early reply would oblige us
lütfen acele cevaplandırmak rınız
balance due to us
bize olan borçların bakiyesi
bid us
iyi bir şekil almak Verb
cheque on us
bir bankaya keşide edilen ve tevdiat veya ödeme için takdim edilen çek
conditions are against us
şartlar bizim aleyh imizde
copy a letter out us
bir mektubu temize çekmek Verb
corporate us
şirket finans işleri Noun
corporation us
(US) anonim şirketler finansmanı
debt owed by us
borçlu olduğumuz meblağ
debt owed to us
alacağımız meblağ
each and every one of us
her birimiz
each of us
her birimiz
each one of us
her birimiz
engineering us
mühendislik fuarı
exhibit goods at a us
malları bir fuarda sergilemek Verb
fancy us
hayırsever kermesi
food and drink us
yiyecek içecek fuarı
frequent a us
bir fuara uğramak Verb
furnish with us
finanse etmek Verb
high us
(US) yüksek finans
hire-purchase us
(Br) taksitle ödeme finansmanı
home us
(Br) kamu maliyesi
imperfect us
eksik rekabet
in charge of us
finansman sorumlusu
international trade us
uluslararası ticaret fuarı
let us
: -lim/-lım/-'üm/-lum.
Let's go: gidelim.
letters that have passed between us
aramızda teati olan mektup bular Noun
local us
mahalli maliye
may God not withhold it from us
Allah eksikliğini göstermesin
mechanic's us
zanaat kermesi
mezzanine us
küçük ve büyümekte olan
mezzanine us
asma kat finansı
mezzanine us
ama mali yönden gelecek vadeden bir şirkete verilen borç para
mezzanine us
riziko sermayesi sağlama ile
mezzanine us
verilen borcun riski
mezzanine us
daha güvenli bir yol olan paranın sağlam borç piyasalarına konması arasında kalmasından ötürü bu adla anılır
money owing to us
bize borçlu olunan para
money owing to us
alacağımız
outdoor us
açık hava fuarı
play us
hile yapmamak Verb
play us
tarafsız oynamak Verb
register to a us
bir fuara yazılmak Verb
send goods to a us
malları bir fuara göndermek Verb
sound us
sağlam mali durum
the case before us
önümüzdeki sorun
the problems which confront us
karşı karşıya bulunduğumuz sorular Noun
which one of us
hangi miz
world us
dünya fuarı
US Census Bureau
ABD Nüfus İdaresi
us-financed us aid
ABD'nin finanse ettiği dışyardım
apply for us exchange
döviz için başvuruda bulunmak Verb
attract us visitor
yabancı ziyaretçi çekmek Verb
be in the us trade
(geminin) yabancı ülkelere doğru seyir durumunda olmak Verb
be us to sb's nature
tabiatına aykırı olmak Verb
bring us capital to a country
yurda yabancı sermaye getirmek Verb
business us
işletme maliyesi
carry out us trading
dış ticaret yapmak Verb
commercial us company
ticari finansman şirketi
declare us exchange
döviz deklare etmek Verb
deposit into the us exchange stabilization fund
döviz istikrar fonuna tevdiatta bulunmak Verb
dump goods on us markets
malları dış piyasaya düşük fiyatla sürmek Verb
in us parts
(Br) memleket dışında
indirect us exchange standard
endirekt döviz standardı
industries us
sanayi fuarı
keep us appearances
görünüşü kurtarmak Verb
let us assume that …
farz edelim ki Noun
let us suppose (that
faraza
let us suppose that …
farz edelim ki Noun
personal us company
(US) küçük krediler için finans kurumu
plough (plow ,) in us investments
US yabancı ülkede yatırım yapmak Verb
purchase us exchange facilities
efektif döviz satın almak Verb
remain free to determine its own us policy
kendi dış siyasetini saptamada serbest kalmak Verb
remaining us exchange
kullanılmamış döviz tutarı
short of us exchange
döviz kıtlığı
shut out of the us market
dış piyasadan elini çekmek Verb
The elections are upon us.
Seçime çok az kaldı. Sentence
The elections are upon us.
Seçim yaklaşıyor. Sentence
There is nothing going on between us.
Aramızda birşey yok.
There were two of us at it
O işi ikimiz beraber yaptık.
to be almost drained of us exchange reserves
döviz rezervlerinin suyunu çekmesi
in US Dollar terms
dolar bazında
u.s.
yukarıda zikredilen.
u.s.
yukarıdaki gibi.
U.S.
United States.
U.S.
United Service.
English-Turkish phrases from Zargan's own database

Turkish-English Translation

  1. reason
  2. intelligence
  3. mind
  4. wit
Turkish-English translations from Zargan's own database

Turkish-English Phrases

(borsa US
margin requirements
(sigorta , US
blanket rate
(US
spark
(US
ploughland
(US
business center
(US
writeoff
(US
variety theater
(US
sepulcher
meb'us
representative
meb'us
deputy
US (tutukevi , ıslahhane
detention centre (center ,)
US (vergi) muafiyet sınırı
exemption limit (taxation ,)
US akıl hastanesi
mental home (hospital ,)
US araştırma merkezi
research centre (center)
US asansörcü
elevator man (operator ,)
US avukat tutmak
to retain a barrister (counsel) Verb
US bakım merkezi
resource centre (center)
US bakkal
grocer's shop (store ,)
US Başkan'ın emriyle
(at the pleasure of the president ,) pleasure
US benzin almak
to take in petrol (gas ,) Verb
US bir çekin hamili
bearer of a cheque (check ,)
US borsa
exchange centre (center ,)
US dağıtım merkezi
distribution centre (center ,)
US dinlenme merkezi
rest centre (center)
US dış ticaret merkezi
foreign trade centre (center)
US döner sermaye
revolving fund (governmental accounting ,)
US eğitim merkezi
educational centre (center ,)
US eğlence merkezi
recreation centre (center)
US geç ödeyen borçlu
dilatory (slow , tardy ,) payer
US gerçeği açıkça söylemek
to tell someone a out (the a of it ,) Verb
US gündüz çocuk yuvası
day care centre (center ,) Noun
US haberleşme merkezi
communication centre (center ,)
US hamiline yazılı çek
bearer cheque (check ,)
US havadan indirme harekâtı
airborne (air-landed ,) operation
US hisse senedinin devri
transfer a share (stock ,)
US ihraç edilmemiş sermaye
unissued capital (capital stock ,)
US iş bulma merkezi
employment centre (center)
US işleme merkezi
processing centre (center)
US ithalat dengeleme harcı
import equalization fee (tax ,)
US itiraz kabul etmez
incidental plea of defence (defense ,)
US kahvehane
coffee room (shop ,)
US kamu hizmetleri şirketi
public utility company (corporation ,)
US kâr payı ödememek
to omit (to pass ,) a dividend Verb
US kırtasiye dükkânı
stationery shop (store ,)
US kontrol merkezi
control centre (center ,)
US maaş artışı
salary rise (raise ,)
US meyhanede hesaba yazdırmak
to run up a score at a public house (saloon ,) Verb
US mobilyacı
furniture shop (store ,)
US morg
funeral home (house , parlor)
US müşteri finansman bankası
discount company (corporation) Noun
US mütedavil değerler
floating (fluid ,)
US ödemeli
cash (collect ,) on delivery
US ölüm nedeniyle intikal
devolution upon death (of inheritance ,)
US otomobil
automobile (especially)
US otomotiv sanayii
automobile (automotive ,) industry
US para merkezi
money centre (center ,)
US para merkezi banka
money centre (center ,) bank
US sağlık merkezi
health centre (center)
US seçim bölgesi
electoral division (district ,)
US seyyar satıcı ruhsatı
pedlar's certificate (licence ,)
US seyyar satıcı ruhsatı
pedlar's (peddler's ,) licence license
US şifre merkezi
code centre (center)
US şirket kaşesi
common seal
US şirket mührü
corporate seal
US süpermarket
self-service shop (store)
US tamir merkezi
service centre (center ,)
US terhis merkezi
demobilization centre (center ,)
US toptan satış merkezi
wholesale centre (center ,)
US toptan satmak
to sell wholesale (at wholesale ,) Verb
US trafik merkezi
traffic centre (center ,)
US turizm merkezi
tourist centre (center)
US turizm merkezi
motoring centre (center)
US tutukluevine gönderme
(into custody ,)
US üretim merkezi
production centre (center)
(matematik) üs
power
(US)
aside from
(US)
false claim
ana üs
home base
askeri üs
military base
askeri üs
military base Noun, Military
askeri üs hastanesi
base hospital
Br US patent mevzuatı
patent rules , (patent rules of practice ,)
üs
base maintenance
üs
base
üs
index
üs
basis
üs
exponent Noun, Mathematics
üs
power Noun, Mathematics
üs
base Noun, Military
üs hakkı
air rights
üs hizmetleri
base services Noun
Turkish-English phrases from Zargan's own database

Turkish Dictionary (Kubbealti Turkish Dictionary)

  1. Akıl
Summary published in cooperation with Kubbealti Foundation. Please visit www.kubbealtilugati.com for the full entry, including etymologies, detailed senses, usage examples and much more.

uş
bk. –ış
üs
Esas temel, asıl, kök
üs
Bir sayının üstüne yazılan ve kendisiyle ... çarpıldığını gösteren sayı, kuvvet
üş
bk. –ış