vein

English-Turkish Translation

  1. Noun, Anatomy damar
  2. Noun toplar damar, verid, kara kan damarı.
  3. Noun damar, (herhangi) kan damarı.
  4. Noun böcek kanadındaki damara benzer çizgi.
  5. Noun yaprak damarı.
  6. Noun volkanik kaya damarı, maden damarı.
  7. Noun yeraltı su yolu.
  8. Noun mermer üzerindeki damar.
  9. Noun huy, mizaç, tutum, hal, tarz.
  10. Verb damarlarla kaplamak, damarlandırmak, damar damar yapmak.
  11. Verb damar şeklinde çizgiler çizmek.
English-Turkish translations from the Atalay Dictionary, First Edition

English Turkish Phrases

neck veins
boyun toplardamarları Noun, Anatomy
basilic vein
kolun anadamarı.
be in the right vein
uygun ruh haletinde olmak Verb
costal vein
costa ile ayni anlama gelir. (bazı böceklerin) kanat damarı.
in a similar vein
bu cümleden olarak, bu cümleden olmak üzere Adverb
innominate vein
küçük toplardamar, baş ve boynu besleyen kanı yüreğe götüren iki damardan herbiri.
jugular vein
jugular ile ayni anlama gelir. şahdamarı, boyun toplardamarı.
milk vein
süt damarı. Noun
mineral vein
maden damarı
portal vein
portal ile ayni anlama gelir. kapısal damar: bağırsak, dalak ve pankreastan karaciğere kan ileten anadamar.
pulmonary vein
ak ciğer toplardamarı: kanı ak ciğerlerden kalbin sağ kulakçığına getiren damar.
the jugular vein
şah damarı
varicose vein
varis
vein of gold
altın damarı
English-Turkish phrases from Zargan's own database