wife

English-Turkish Translation

  1. Noun zevce (outdated)
  2. Noun karı, eş, zevce, refika, hanım.
    my wife: eşim, refikam. (ilgili sıfat:
    uxorial).
    common-law
    wife: evlenmeden karı olarak kabul edilen kadın.
  3. Noun kadın.
  4. Verb (bkz: wive )
English-Turkish translations from the Atalay Dictionary, First Edition

English Turkish Phrases

be liable for one's wife's debts
karısının borçlarından sorumlu olmak Verb
co-wife
kuma Noun
desert one's wife without cause
sebepsiz yere karısını terk etmek Verb
divorce one's wife
karısını boşamak Verb
endeavour to please one's wife
karısını memnun etmeye çalışma
leave one's property to one's wife
malını karısına bırakmak Verb
leave one's wife
karısını terk etmek Verb
live on one's wife
karısıyla geçinmek Verb
live on one's wife's income
karısının parasıyla yaşamak Verb
repudiate one's wife
karısını boşamak Verb
settle all one's property on one's wife
bütün malını mülkünü karısının üstüne yapmak Verb
settle all one's property on one's wife
bütün malını mülkünü karısına bırakmak Verb
take it out on one's wife
öfkesini karısından çıkarmak Verb
the husband of one's wife's sister
bacanak
used when referring informally to one's own wife
yenge
allowance for a wife
kadın eş ödeneği
battered wife
birlikte yaşadığı adamdan ciddi surette ve sürekli dayak yiyen kadın
battered wife
eş
brother's wife
yenge
having (a certain kind of) wife
karılı
husband and wife
karı koca
income of the wife
kadın eşin geliri
inhibition against a wife
(İskoçya) karının aile birliğini temsil yetkisinin sınırlandırılması
joint industry of husband and wife
karı kocanın ortak meslek sahipliği
joint taxable earnings of husband and wife
karı kocanın birleşik vergiye tabi geliri
law of property between husband and wife
karı-koca arası mal rejimi
liability to support a wife
(US) kadın eşe bakma sorumluluğu
liability to support a wife
kadın eşe bakma sorumluluğu
like ceasar's wife
iffetli bir kimse
like ceasar's wife
namuslu
like ceasar's wife
saf
live and cohabit as husband and wife
karı koca gibi yaşamak Verb
live as husband and wife
karı koca gibi yaşamak Verb
live as man and wife
karı-koca gibi yaşamak Verb
my wife
eşim
neglected wife
ihmal edilmiş kadın
nonworking wife
çalışmayan kadın
nonworking wife
eş
or to a friend's wife
yenge
pattern wife
mükemmel ev kadını
sister-in-law of the wife
görümce
son-in-law who lives with the family of his wife
iç güveysi
take to wife
evlenmek Verb
the role and condition of a wife
haremlik
the world and his wife
herkes, bütün dünya.
to take a wife
evlenmek.
to take (a woman) to wife: (bir kadınla) evlenmek.
uncle's wife
yenge
win a wife
bir karı bulmak Verb
working wife
çalışan kadın eş
wife and children
ekmek düşmanı (argo) Noun
wife's earned income
kadın eşin çalışmaktan elde ettiği gelir
wife's employment
kadın eşin çalışması
wife's equity
kadın eş ve çocukların mahfuz malları Noun
wife's equity
kocanın servetinden karının eşit talep hakkı
wife's estate
kadın eşin serveti
wife's expenditure
kadın eşin birliği temsil yetkisi
wife's income
kadın eşin geliri
wife's part
kadın eşin mahfuz hissesi
(Islamic Law) divorce of a wife by her husband
talak
fellow wife (in a polygamous household
ortak
fellow wife in a polygamous household
kuma
forsake wife and children
karısını ve çocuklarını terk etmek Verb
have a wife and seven children to support
geçindirecek bir karısı ile yedi çocuğu olmak Verb
husband's responsibility for wife's expenditure
karının yaptığı masraflardan kocanın sorumluluğu
I now pronounce you man and wife.
Sizi karı-koca ilan ediyorum.
keep a wife and seven children
bir karı ile yedi çocuk geçindirmek Verb
man who lives with his wife's parents
içgüvey içgüveysi
settlement for the wife or children
kadın eş veya çocuklar için nafaka
English-Turkish phrases from Zargan's own database