close with

(a) anlaşmak, anlaşmaya/fikir birliğine varmak.
The two ministers didn't close with each other until DEVAMINI OKU
near the end of the meeting. (b) razı olmak, kabul/muvafakat etmek.
The businessman quickly closed with the new offer. (c) kavgaya/muharebeye tutuşmak, kapışmak, çatışmak. GİZLE

close with a deficit

açıkla kapamak Fiil

close with a deficit

bir açıkla kapatmak Fiil

close with a loss

zararla kapatmak Fiil

close with an offer

bir teklifi kabul etmek Fiil

close with sb

biriyle anlaşmak Fiil

close with the land

geminin karaya yaklaşması

act in close contact with sb

biriyle yakın temas halinde hareket etmek Fiil

be in close contact with sb

biriyle yakın temasta bulunmak Fiil

be in close touch with sb

biriyle yakın temasta olmak Fiil

bring someone into close contact with sb

biriyle biri arasında yakın temas kurmak Fiil

close something up with a plug or stopper

tıkaçlamak Fiil

establish close relations with sb

biriyle yakın ilişkiler kurmak Fiil

establish close relations with someone .

biriyle yakın ilişkiler kurmak Fiil

in close contact with

ile yakın ilişkide olarak

Ingilizce-Türkçe terim çevirileri: Zargan Ltd.

İngilizce-Türkçe