nasır bağlamak Fiil
ayağa kalkıp itiraz etmek.
acısını çıkarmak.
içini dökmek, derdini/sırrını açmak/açılmak.
(uçak) (Br) düşürülmek Fiil
davasına bakmak için bir avukat tutmak Fiil
tatildeyken yerine geçecek birini bulmak Fiil
parası karşılığı az bir kâr sağlamak Fiil
radyoda bir istasyon bulmak Fiil
keyfini çıkarmak Fiil
bir fikri kafasına çakmak Fiil
bir fikiri kafasına takmak Fiil
aklına olmayacak şey getirmek Fiil
kendini çevresinden kurtarmak Fiil
arabasına yeniden binmek Fiil
yaptığı masrafları geri almak Fiil
iyiliğe iyilikle karşılık vermek Fiil
birinden öcünü almak Fiil
bir şeyin acısını çıkarmak Fiil
az bir ücretle geçinmek Fiil
yelkenleri suya indirmek Fiil
izinden sonra yeniden işe dönmek Fiil
hevesinıalmak Fiil
hizmetleri karşılığı yiyecek yatacak sağlamak Fiil
işinde ilerlemek Fiil
telaffuz etmek Fiil
dilini döndürmek Fiil
parasının karşılığını almak Fiil
boş hayallere/ümitlere kapılmak, olmayacak şeyler beklemek.
canını sıkmak, başının etini yemek.
bir işi üzerine almak Fiil
yoluna/karşısına çıkmak.
anlamak Fiil
kafasına sokmak Fiil
birinin dikkatini çekmek ya da sevgisini kazanmak Fiil
güç kullanmak Fiil
tam yoluna girmek, işe ayak uydurmak, ilerlemek, önden gitmek.
kafasına sokmak Fiil
zarar ziyanı tazmin edilmemek Fiil
başından uzaklaşmak, kusur bulmaktan/taciz etmekten vazgeçmek.
Get off my back! Bırak yakamı!
(Beni daha fazla rahatsız etme).
birine açılmak Fiil
içini dökmek Fiil
kızını evlendirmek Fiil
mallarını elden çıkarmak Fiil
(a) ayağa kalkmak, (b) kendi yağı ile kavrulmak, kendini geçindirecek hale gelmek.
(alay) ayağa kalkmak Fiil
konuşmak üzere ayaka kalkmak Fiil
konuşmak üzere ayağa kalkmak Fiil
bir zorluğun içinden çıkmak Fiil
yeniden eski gücünü kazanmak Fiil
sinirine dokunmak, bam teline basmak, (fena) etkilemek.
The noise got on my nerves.
birinin sinirine dokunmak, âsabını bozmak, sinirlendirmek, kızdırmak, canını sıkmak.
birini sinirlendirmek Fiil
çalışmalarını ilerletmek Fiil
(askerlik) terfi ettirilmek Fiil
hesaplarını düzene sokmak Fiil
başarmak Fiil
işinden kovulmak Fiil
(a) güneşte beyni pişmek, uzun süre güneş altında kalmak, (b) esrar başına vurmak, sarhoş olmak.
He
can't make a coherent sentence anymore, he's got his brain fried.
ekmeğini kazanmak Fiil
konuya gelmek Fiil
(sporda) birinci takıma seçilmek.
işten kovulmak Fiil
işten kovulmak Fiil
çengel takmak Fiil
subay olmak Fiil
öfkelenmek Fiil
kızını evlendirmek.
hak ettiğini almak Fiil
tahliyesini elde etmek Fiil
işleri düzene koymak Fiil
organize olmak Fiil
toparlanmak Fiil
işlere çekidüzen vermek Fiil
papara yemek Fiil
cinsel temasta bulunmak,
kaba sikmek.
daha çok ya da hızlı çalışmak Fiil
(başkasının işine karışarak) başına dert açmak, belayı satın almak.
burn one's fingers (over sth):
(bir şeyden) ağzı yanmak.
ağzının payıni almak Fiil
ağzının payını almak Fiil
kızdırmak, sinirlendirmek.
The boy's laziness all summer got his father's goat: Oğlanın bütün
yaz tembellik yapması babasını kızdırdı.
sinirlendirmek, can(ını) sıkmak, kızdırmak.
People who come late to work get my goat.
eli alışmak, usta olmak.
bir şeyi ele almak Fiil
...'i elde etmek Fiil
direnmek, ayak diremek, öfkelenmek, kafa tutmak.
birinin sevgisini kazanmak Fiil
fikirlerini bir biçime sokmak Fiil
müstahak olmak Fiil
birine kancayı takmak Fiil
hayatını kazanmak Fiil
parasını geri almak Fiil
parasının karşılığını almak Fiil
ödediği paranın karşılığını almak Fiil
parasının karşılığını almak Fiil
ödediği paranın karşılığını almak Fiil
kızmak, öfkelenmek.
öç almak Fiil
acısını burnundan fitil fitil getirmek Fiil
tuttuğunu koparmak Fiil
sözü geçmek Fiil
meramını anlatmak Fiil
kızmak Fiil
öfkelenmek Fiil
(okul , Br) sınıfını geçmek Fiil
hıncını almak Fiil
denize karşı dayanıklı olmak Fiil
yeniden soluk almak Fiil
payıni almak Fiil
payını almak Fiil
yanlış tepki göstermek Fiil
stokunu elden çıkarmak Fiil
terfi etmek Fiil
hesabını şaşırmak Fiil
kendini (işine) vermek, dört elle sarılmak.
kendini bir şeye vermek Fiil
düşüncelerini toplamak Fiil
tahliye edilmek Fiil
(Br) yaptığı seyahat masraflarını geri almak Fiil
birinin görüşlerini almak Fiil
istediğini/tuttuğunu koparmak, (hile ile/ısrarla) istediğini elde etmek.
biriyle başa çıkmak Fiil
(pilot) pilotluk sınavına girmek Fiil
kız(dır)mak, öfkelen(dir)mek, hiddetlen(dir)mek, tepesi atmak, kan beynine fırlamak.
parası sadece ufak bir kâr getirmek Fiil
parası sadece ufak bir kâr getirmek Fiil
boyunu aşan suya girmek Fiil
başından büyük işe girişmek.
görevlerinden kaçmak Fiil
mali güçlüklerle karşılaşmak Fiil
mali güçlüklerden kurtulmak Fiil
para kaybını telafi etmek Fiil
şaşkınlığını yenmek Fiil
kartlaşmak Fiil
borçlarından kurtulmak Fiil
parasından kurtulmak Fiil
parasından olmak Fiil
içini dökmek, dert yanmak, derdini dökmek/açmak, açılmak, içindekileri açığa vurmak.
(a) bir şeyi başından atmak/savmak, (b) bir şeyden kurtulmak, (işi) tamamlamak.
menfaatlerine ket vurmak Fiil
(US) rakiplerini arkada bırakmak Fiil
harekete geçmek Fiil
halkı kendi tarafına çekmek Fiil
hayatının şokunu yemek Fiil
ne ödediyse karşılığını almak Fiil
karıştırmak Fiil
bir serveti yiyip bitirmek Fiil
işini bitirmek Fiil
ayağa kalkmak.
işine koyulmak Fiil
(a) kızdırmak, öfkelendirmek, sinirlendirmek, canını sıkmak, damarına basmak, (b) etkilemek, duygulandırmak.
bir grup insana konuşmak üzere ayağa kalkmak Fiil
müstahak olmak Fiil
layığını bulmak Fiil
(US) kazanılan maaşı almak Fiil
kanı beynine çıkmak, çok kızmak, köpürmek, tepesi atmak.
The injustice of any sort always gets my
blood up: Ne türlü olursa olsun, haksızlığa çok kızarım.
öcünü almak, kuyruk acıcını çıkarmak.
(top oyunlarında) topu gözden kaçırmamak, topun doğrultusunu iyi kestirmek.
elini çekmemek, devamlı meşgul olmak.
ilgisini/alâkasını devam ettirmek, ilgisini kesmemek, bir işle sürekli olarak meşgul olmak, hünerini/melekesini
kaybetmemek, üstünde devamlı çalışmak.
kabuğundan dışarı çıkmamak
evini kiraya vermemek Fiil
ağızıni havaya açmak Fiil
kızmak, canı sıkılmak, tepesi atmak, küplere binmek.
She gets her back up whenever her younger brother
makes fun of her dates.
kibirlenmek, böbürlenmek, başkalarına tepeden bakmak, kibirinden yanına yaklaşılamamak, “alçak dağları ben yarattım” demek.
yaptığı seyahat masraflarını geri almak Fiil
kıçı sıkışmak, belaya çatmak, başı belaya girmek.
dümenine bakmak (argo) Fiil