1. kayma(k), kayıp gitme(k), (kanat çırpmadan) uçma(k), süzülme(k).
    The boat glided over the river. Birds,
    ships, dancers and skaters glide.

  2. glide along/away/by: (farkedilmeden/yavaş yavaş) geçmek, geçip gitmek, akmak.
    The years glided past.

  3. glide in/out/along
    etc.: sessizce/görünmeden hareket etmek.
    Fish were gliding about in the lake.
  4. Havacılık (a) motor gücünü azaltarak inişe geçmek, süzülmek, (b) plânör uçurmak.
  5. Müzik ara vermeden bir notadan ötekine geçmek.
  6. kayar gibi dansetme, bu tür dans.
  7. Fonetik (a) yarımses, (b) geçiş sesi, iki heceyi birbirine bağlayan ses:
    quiet sözcüğünde
    i ve

    e arasındaki
    y sesi gibi.
  8. sığ/sakin akarsu.
  9. Metalurji (bkz: slip )2 (14).
  10. Müzik (bkz: slur ) (5a).
  11. slip ile ayni anlama gelir. akma, makaslama etkisi sonucunda maden kristalinin bir parçasının
    öbür parçaya göre plastik deformasyonu.
kötü alışkanlıklar edinmek Fiil
süzülerek inme
güç devreleri atlatmak Fiil
(yıl) geçip gitmek Fiil
(uçak) iniş yolu.
(uçak) iniş yolu.