itiraz

Turkish-English Translation

  1. Noun opposition
  2. Noun, Law objection
  3. difficulty
  4. appeal
  5. no
  6. Noun, Law exception
  7. profession
  8. protest
  9. rejection
  10. Noun contradiction
  11. denial
  12. fuss
  13. disapproval
  14. questioning
  15. disclaimer
  16. protestation
  17. repulse
  18. act of protest
  19. demur
  20. deprecation
  21. plea
  22. incidental plea
  23. negative averment
  24. dilatory pleas
  25. special plea
  26. buts
  27. deraignment
Turkish-English translations from Zargan's own database

Turkish-English Phrases

(senet) keşideye itiraz
real defence defense
acele itiraz
ex parte application
acele itiraz
fast bill of exception
acele itiraz
extraordinary bill of exception
adi itiraz
ordinary exception
ara kararına yapılan itiraz
peremptory exception
birine karşı başlıca itiraz
chief objection to sb
dava gerekçesine kesin itiraz
negative plea
davada bir maddeye itiraz
demur
davaya hukuki itiraz
general demurrer
delile itiraz
demurrer to evidence
delile itiraz
(US) demurrer to evidence
delillere karşı hukuki itiraz
motion for nonsuit
ek itiraz
supplemental plea
etkisi olmayan itiraz
immaterial objection
evlenmeye itiraz
protest against marriage
geçerli itiraz
valid objection
genel itiraz
general plea
gerekçeli itiraz
specific denial
hakeme itiraz
objection to an arbitrator
haklı itiraz
justifiable objection
iddianameye itiraz
demurrer to indictment
ilk itiraz
preliminary objection Noun, Law
jüri üyesine itiraz
objection to a juror
kabul edilebilir itiraz
admissible appeal
kaza yetkisine itiraz
objection to the jurisdiction
kefalet miktarına resmi itiraz
exception to bail
kesin itiraz
unqualified denial
masraflara itiraz
appeal against costs
mülkiyet hakkına itiraz
objection to title
ödemeye itiraz
objection to payment
önemsiz itiraz
immaterial objection
özel itiraz
special issue
reddolunan itiraz
overruled objection
resmi itiraz
special exception
resmi itiraz
official denial
seçime itiraz
election petition
seçime itiraz
objection to election
seçime itiraz
(Br) election petition
şekilde kusur bakımından itiraz
special demurrer
şiddetli itiraz
sharp protest
tanığa itiraz
objection to a witness
teknik itiraz
technical traverse
teknik itiraz
technical objection
tutukluluğa itiraz
objection to detention Noun, Law
verilen hesaba itiraz
plene computavit
yazılı itiraz
bill of exception
itiraz bildirisi
notice of rejection
itiraz defteri
claim book
itiraz eden
protestor
itiraz eden
objector
itiraz edilebilir
objectionable
itiraz edilebilir
contestable
itiraz edilebilir
demurrable
itiraz edilebilir
impugnable
itiraz edilecek sahiplik hakkı
bad title
itiraz edilemeyecek mülkiyet
clear title
itiraz edilemeyecek şekilde
beyond cavil Adverb
itiraz edilemeyen
unexceptionable
itiraz edilemez
unanswerable
itiraz edilen
contested
itiraz edilen seçim
contested election
itiraz edilmemiş
uncontradicted Adjective
itiraz edilmeyen
uncontested
itiraz edilmiş
contradicted Adjective
itiraz edilmiş
objected
itiraz edilmiş
protested
itiraz etme
protesting
itiraz etme
raising an objection
itiraz etmeden
without demur
itiraz etmeden
readily Adverb
itiraz etmeden
quietly Adverb
itiraz etmek
to make a query Verb
itiraz etmek
to blow the whistle on Verb
itiraz etmek
to raise an objection Verb
itiraz etmek
to take issue Verb
itiraz etmek
to shrink Verb
itiraz etmek
to controvert Verb
itiraz etmek
to make an objection Verb
itiraz etmek
to demur Verb
itiraz etmek
to oppose Verb
itiraz etmek
to take defence defense Verb
itiraz etmek
to raise a protest Verb
itiraz etmek
to raise a stink Verb
itiraz etmek
to contest Verb
itiraz etmek
to represent against Verb
itiraz etmek
to dispute Verb
itiraz etmek
to object Verb
itiraz etmek
to make objection Verb
itiraz etmek
to impeach Verb
itiraz etmek
to take objection Verb
itiraz etmek
to cross Verb
itiraz etmek
to tilt at Verb
itiraz etmek
to protest Verb
itiraz etmek
to challenge Verb
itiraz etmek
to kick Verb
itiraz etmek
to contravene Verb
itiraz etmek
to gainsay Verb
itiraz etmemek
to make no objection Verb
itiraz fırtınası
storm of protest Noun
itiraz götürür
traversable
itiraz hakkı
right of objection
itiraz hakkı
right of avoidance
itiraz hakkını kaldırmak
to foreclose an objection Verb
itiraz için gerekçe göstermemek
to offer no reasons for objections Verb
itiraz kabul etmemek
to set an objection aside Verb
itiraz kabul etmemek
not take "no" for an answer Verb
itiraz kabul etmeyecek kanıt
clean evidence
itiraz kabul etmeyen borçlar
direct liabilities Noun
itiraz kabul etmeyen mülkiyet
first class title
itiraz kabul etmez
pontifical
itiraz kabul etmez
irrefutable
itiraz kabul etmez
inappellable
itiraz kabul etmez
above exception
itiraz kabul etmez jüri
good jury
itiraz kabul etmez patent
clean patent
itiraz kabul etmez senet
approved bill
itiraz kaldırır
disputable
itiraz kaldırmaz
indisputable
itiraz kaldırmaz
apodictic
itiraz komisyonu
watchdog committee
itiraz mektubu
appeal letter
itiraz name vermek
to lodge an objection Verb
itiraz olunabilir
exceptionable
itiraz olunamazlık
indisputability Noun
itiraz sahibi
protestant
itiraz şartları
conditions of avoidance Noun
itiraz seli
torrent of protests
itiraz süresi
period for objection
itiraz usulü
procedure on appeal Public Finance
itiraz usulü
(taxtation) procedure on appeal
(bilanço) itiraz edilemeyecek
uncooked
(patent hukuku) itiraz nedeni
ground of opposition
(patent kanunu) itiraz muameleleri
opposition yens Noun
bir delile itiraz etmek
to challenge a proof Verb
bir eyleme itiraz etmek
to oppose an action Verb
bir iddiaya itiraz etmek
to contest a claim Verb
bir itiraz bulunmadığından
in the absence of protest
bir karara itiraz etmek
to dispute a decision Verb
bir önergeye itiraz etmek
to oppose a motion Verb
bir patente itiraz etmek
to lodge an opposition to a patent Verb
bir seçime itiraz etmek
to challenge an election Verb
bir seçime itiraz etmek
to contest an election Verb
bir şeye itiraz etmek
to offer objection Verb
bir şeye itiraz etmek
to be opposed to all reason Verb
bir şeye itiraz etmek
to take objection to sth Verb
bir tanığa itiraz etmek
to challenge a witness Verb
bir tanığa itiraz etmek
to object to a witness Verb
bir vasiyete itiraz etmek
to contest a will Verb
birşeye itiraz etmek
to stand out against something Verb
birşeye itiraz etmek
to quarrel with something Verb
dava gerekçesine itiraz etmek
to plead a demurrer Verb
davada itiraz eden taraf
demurrer
evliliğe itiraz etmek
to protest against a marriage Verb
gelir vergisi itiraz mahkemesi
income tax appeal tribunal
her şeye itiraz etmek
to be opposed to all reason Verb
hiçbir itiraz dinlememek
to ride over all protests Verb
jüriye itiraz etmek
to challenge Verb, Criminal Law
patente itiraz etmek
to lodge an opposition to a patent Verb
sahtekârlık suçlamasına itiraz etmek
to put in a plea of forgery Verb
savaşa itiraz eden kimse
war protester
savaşa itiraz eden kişi
war protestor
seçime itiraz dilekçesi
election petition
seçime itiraz etmek
to challenge an election Verb
talebin meşruluğuna itiraz etmek
to dispute the justice of a claim Verb
US itiraz kabul etmez
incidental plea of defence (defense ,)
vasiyete itiraz eden
caveator Noun, Law
vergi itiraz komisyonu
special commissioners (income tax , br)
vergi itiraz mahkemesi
board of tax appeals
vergi tahakkukuna itiraz etmek
to appeal against tax assessment Verb
'ye karşı itiraz etmek
to reclaim against Verb
yersiz itiraz etmek
to cavil Verb
Turkish-English phrases from Zargan's own database

Turkish Dictionary (Kubbealti Turkish Dictionary)

  1. Bir fikri, bir karârı kabul etmeyerek ... bu tarzda söylenen söz
Summary published in cooperation with Kubbealti Foundation. Please visit www.kubbealtilugati.com for the full entry, including etymologies, detailed senses, usage examples and much more.