yetenek, kabiliyet, marifet, hüner.
the ability to write well: iyi yazı yazma yeteneği.
Noun
dirayet, ehliyet.
He is a man of great ability.
Noun
çok kabiliyetli bir kimse
tam kapasite masrafları
Noun
vergi yükümlülerinin ödeme gücüne göre tahakkuk ettirilen vergi miktarı kavramı esas alınan vergilendirme türü
Amerika'da mühendisler ile mühendislik dalında çalışanlara uygulanan psikoloji testi
kâr payı dağıtabilme gücü
yaradılıştan olan yetenek
kira ödeyebilme kabiliyeti
kira ödeyebilme kabiliyeti
hareket yeteneğinin tamamıyla yitirilmesi
elinden gelen gayreti göstermek
Verb
birinin ödeme gücü olduğuna kefalet etmek
Verb