bağlama

Turkish-English Translation

  1. Noun, Competition Law tying
  2. Noun, International Law impoundment
  3. Noun, Construction strut
  4. Noun, Maritime Traffic mooring
  5. conclusion
  6. Noun connection
  7. assembly
  8. tie
  9. binding
  10. chord
  11. linkage
  12. packing
  13. brace
  14. coupling
  15. connecting
  16. adhesion
  17. switching
  18. Noun fixation
  19. wrapping
  20. stint
  21. engaging
  22. anchor
  23. Noun interconnection
  24. linking
  25. anchorage
  26. Noun attribution
  27. joining
  28. fastening
  29. copulation
  30. locking
  31. clamping
  32. coupler
  33. bolting
  34. ligature
  35. fixing
  36. splicing
  37. lacing
  38. join
  39. fishplate
  40. fixture
  41. binding joist
  42. accouplement
  43. tieing up
  44. (US) connection
  45. (Br) connexion
  46. hooping
  47. a musical instrument with three double strings played with a plectrum
  48. crossbeam
  49. lockup
  50. astrictiveness
Turkish-English translations from Zargan's own database

Turkish-English Phrases

bağlama limanı
port of registry Noun, International Law
solunum cihazına bağlı hasta
mechanically ventilated patient Noun, Medicine
(birbirine) bağlama
concatenation
aylık bağlama
allowance
bağlarını bağlama
lacing
endekse bağlama
index linking
haraca bağlama
shakedown
kanalizasyona bağlama
to connect to the mains
orta yaşta çoğu kişide görülen göbek bağlama
middle age spread
paket bağlama
package tie-in Noun, Competition Law
Program bağlama
Program linking Information Technology
satış bağlama
sales completion
tayına bağlama
food rationing
tayına bağlama
rationing
trenleri bağlama
making up of trains
yiyecek maddelerini tayına bağlama
food rationing
bağlama ...
engaging
bağlama anlaşması
tying agreement Noun, Competition Law
bağlama demiri
shackles
bağlama duyarlı
context sensitive Information Technology
bağlama düzeni
gadget
bağlama düzeni
locking device
bağlama düzeni
engaging mechanism
bağlama düzeni
clamp jig
bağlama düzeni
engaging gear
bağlama düzeni
champer jif
bağlama düzeni
connecting device
bağlama düzeni
fixture
bağlama ipi ile bağlamak
to tether Verb
bağlama kanalı
junction canal
bağlama kancası
doghook
bağlama kazığı
anchor pole
bağlama kazığı
anchorage pile
bağlama kelepçesi
anchor clamp
bağlama kelepçesi
clamp
bağlama kelepçesi
dog iron
bağlama kirişi
tie beam
bağlama kirişi
piling rail
bağlama kirişi
binding joist balk
bağlama kirişi
chord
bağlama kolu
switch bar
bağlama kolu
anchor arm
bağlama kolu
connecting rod
bağlama kolu
connecting lever
bağlama kondenseri
coupling condenser
bağlama köprücüğü
bridge connector
bağlama kordonu
connecting cord
bağlama kösteği
coupling grab
bağlama kulesi
mooring mast
bağlama kutusu
joint box
bağlama levhası
anchor plate Noun
bağlama levhası
tie plate Noun
bağlama levhası
gusset place Noun
bağlama levhası
fish plate Noun
bağlama limanı
registered port
bağlama limanı
port of commission
bağlama limanı
home port
bağlama mandalı
switch plug
bağlama markası
match mark Noun
bağlama markası
matchmark Noun
bağlama merteği
binding rafter
bağlama mil ucu
workarbor
bağlama mili
connecting shaft
bağlama noktası
connecting point Noun
bağlama noktası
fixing point Noun
bağlama noktası
connecting factor Noun, Private International Law
bağlama parçası
gusset Noun
bağlama parçası
connecting piece Noun
bağlama parçası
connecting link Noun
bağlama plakası
anchor place Noun
bağlama şamandırası
mooring buoy
bağlama şeması
connection diagram
bağlama şeması
switch diagram
bağlama sırası
binder course
bağlama somunu
coupling nut
bağlama takımı
attachment Noun
bağlama takımı
connection gear
bağlama taşıyıcısı
assembly conveyor
bağlama teli
jumper wire
bağlama tertibatı
gadget
bağlama tertibatı
clamper jig
bağlama tertibatı
connecting gear
bağlama tertibatı
attachment gear
bağlama tertibatı
coupling device
bağlama tertibatı
clamp jig
bağlama tertibatı ve avadanlığı
jig and fixture
bağlama tıpası
connecting plug Noun
bağlama tıpası
switching plug Noun
bağlama usulü
connection method
bağlama usulü
method of joints
bağlama vasıtası
coupling gear Noun
bağlama vasıtası
binding means Noun
bağlama vasıtası
coupling screw Noun
bağlama vasıtası
connecting screw Noun
bağlama vasıtası
bond Noun
bağlama vasıtası
hand screw Noun
bağlama vidası ayarlı kovanı
jig button
bağlama yayı
connecting spring
bağlama yayı
coupling spring
bağlama yeri sözleşmesi
berth charter
bilgisayarda bağlama panosu
patch board Noun
boru bağlama kovanı
coupling
iş bağlama düzeni
jig
izne bağlama konularındaki yasal hakları
performing rights Noun
ölenden sonra sağ kalana ödenecek emeklilik aylığı bağlama sistemi
joint annuity survivor pension plan
tahsisat, ödenek,aylık bağlama,istihkak, tahsis
allowance
tayına bağlama kuralları
rationing regulations Noun
tayına bağlama planı
rationing scheme
tayına bağlama programı
rationing program (me)
torna bağlama aynası
chuck Noun
vesikaya bağlama önlemleri
rationing arrangements Noun
Nesne Bağlama ve Katıştırma
Object Linking and Embedding ( OLE ) Information Technology
Turkish-English phrases from Zargan's own database

Turkish Dictionary (Kubbealti Turkish Dictionary)

  1. Bağlamak işi
  2. Bir mızrapla tellere vurulmak sûretiyle çalınan, ... kopuz gibi bir saz
Summary published in cooperation with Kubbealti Foundation. Please visit www.kubbealtilugati.com for the full entry, including etymologies, detailed senses, usage examples and much more.