bullet

English-Turkish Translation

  1. Noun, Military mermi
  2. mermi, kurşun.
  3. fişek.
  4. küçük top, bilye.
  5. Printing kalın/siyah nokta (paragraf başlarını işaretlemekte kullanılır).
  6. tüymek, hızla gitmek.
English-Turkish translations from the Atalay Dictionary, First Edition

English Turkish Phrases

bite the bullet
ezaya/cefaya cesaretle katlanmak, dişini sıkmak.
bite the bullet
boyun eğmek, mecburen razı olmak.
We'll just have to bite the bullet and pay higher taxes.
corner bullet
(reklamcılıkta) firmanın imajı
dumdum bullet
dumdum kurşunu. Noun
dumdum bullet
domdom kurşunu Noun, Military
empty bullet
boş kovan Noun, Military
empty bullet
boş mermi kovanı Noun, Military
empty bullet
boş fişek kovanı Noun, Military
get the boot or bullet
(işten) kovulmak Verb
get the bullet
işten kovulmak Verb
give the bullet
işten kovmak Verb
golden bullet
altın mermi (pazarlama dilinde , rekabetin yarattığı karmaşa arasında tüketiciye etkin bir biçimde ulaşan mucize ürün
hollow-point bullet
çukur uçlu mermi Noun, Military
silver bullet
gümüş kurşun Noun
stray bullet
serseri kurşun
tracer bullet
giderken havada iz bırakan kurşun
bullet hole
kurşun deliği Noun
bullet proof
kurşun geçirmez
bullet proof-jacket
kurşun geçirmez yelek
bullet repayment
tüm borcu vadesinde ödeme Noun, Banking
bullet train
çok hızlı giden tren (Japonyada vb.). Noun
bullet wound
kurşun yarası Noun, Medicine
Every bullet has its billet
Kaderin önüne geçilmez. Adjective
highspeed bullet train
ekspres tren
English-Turkish phrases from Zargan's own database