cannot

  1. Verb muktedir değil(im/sin/dir vb.), -amaz, -amam, -amazsın(ız), -amayız, -amazlar.
    He cannot write:
    (O) yazamaz.
    I cannot accept: Kabul edemem.
    You cannot go: Gidemezsin(iz). Anlamı vurgulamak için
    can not şeklinde ayrı yazılır. Konuşma dilinde
    can't şeklinde kısaltılır.
çaresiz, çarnaçar, başka çare yok, mecburen … yapmalıyım/etmeliyim, elimden başka şey gelmez, elde değil
anlamında
MUST yerine kullanılır.
I cannot (help) but admit the truth of your remarks, although they go against my interests: Benim çıkarıma aykırı olmakla beraber sözlerinin gerçek olduğunu çarnaçar kabul ediyorum (kabule mecburum).
We could not but weep at the sad news: Üzücü habere ağlamaktan başka elimizden bir ey gelmezdi.
One cannot but admire his courage: Cesaretine hayran kalmamak elde değil.

NOT
: Bazı bilginler
CANNOT BUT deyimini iki defa olumsuzluk içerdiği için doğru bulmazlarsa da genellikle İngilizcede kullanılan bir deyimdir.
One cannot but admire yerine aynı anlamda
One can but admire/can only admire/must admire/cannot help admiring terkiplerinden biri kullanılabilir.
mutlaka … lıdır/lısınız vb., …'e mecbur(dur/sunuz vb.), -den başka bir şey yapamaz(sınız).
He cannot
choose but obey: Mutlaka itaat etmelidir/itaate mecburdur.
...'e doymuyor
elinde olmayarak, gayrı ihtiyarî.
He could not help but smile at the answer: (Bu) cevaba gayrıihtiyarî
gülümsedi.
I cannot help but admire her endurance.
taş çatlasa ondan önce oraya varamam
reddedilemeyecek delil
tembelliğe tahammül edemem
bunu bütçem kaldırmaz
İnanmamak mümkün değil ki!
Had I but known: Eğer bilseydim.
Never a year passes but he comes
to visit me: Ziyarete gelmediği yıl yoktur.
I never pass there but I think of you: Ne zaman oradan geçsem seni düşünürüm.
Not but that I pity you: Size acımadığımdan değil.
If I could but see him: Keşki onu görebilseydim.
daha iyisi can sağlığı
Ne kadar söylense/tekrar edilse yeridir.
Ne kadar söylense/tekrar edilse yeridir.
affedilmez affolunmaz hata
Müstenidattır. Tek başına kullanılamaz. Law
tehlikeyi göze alamayız
Bu işi şansa bırakamayız.
Ok yaydan çıktı/Olan oldu bir kere/artık durum değiştirilemez.
duygularını anlatmak için sözler yeterli değil