işçi odası
Noun, Politics-Intl. Relations
hava odacığı (tulumba, cankurtaran vb. de).
Noun
air chamber cushion ile ayni anlama gelir. hava yastığı/amortisörü: bir hidrolik sistemde elâstikiyeti
ile sıvı akışını ve basıncını düzenleyen hava kompartmanı.
Noun
kabarcık odası: elektrikle yüklü parçacıkların hareketini gözlemeye yarayan çok ısıtılmış saydam sıvı içeren odacık.
Noun
buhar odacığı/hücresi.
Wilson cloud chamber, expansion chamber ile ayni anlama gelir.
yanma odası
Noun, Transport
belediye meclisi toplantı salonu
Ceza Dairesi
Proper Name, Law
AİHM Büyük Daire
Proper Name, Organizations
yüzeç odası, sabit düzey kabı: içindeki sıvıyı sabit düzeyde tutan düzeneği haiz kap.
Noun
(Avustralya) soğuk hava deposu
Noun
dumandan arıtma hücresi: hava üflenerek zararlı gazların yok edildiği odacık.
Noun
gaz hücresi: idam mahkûmlarına zehirli gaz vererek öldürmekte kullanılan odacık.
basınç odası
Noun, Medicine
hiperbarik oda
Noun, Medicine
yükünleşme odacığı, üşerleşim odacığı, iyonlaşma hücresi: X-ışınlarının yoğunluğunu, ışınetkin maddelerin
çözüşüm hızını ölçmekte kullanılan içi gazla dolu ve iki elektrodu bulunan cihaz. Elektrodlar arasından geçen akım içerideki gazın yükünleşme derecesini gösterir.
ion chamber ile ayni anlama gelir.
Noun
kapalı bir oturumda tek hâkim
halk meclisi, avam kamarası.
Noun
benzin hava karışımı odası
Noun
(Hollanda hukuku) vesayet dairesi olan sulh veya asliye hukuk mahkemesi
basınç odası
Noun, Transport
ön yanma odası
Noun, Transport
(büyük şahsiyetlerin/kralların vb.) kabul salonu, arz odası.
halvet dairesi/odası, sarayda özel daire.
Noun
Büyük Daireye gönderme
Noun, Law
(Parlamento , Br) Lordlar Kamarası
eskiden İngilterede yetkisi sınırsız engizisyon mahkemesi: 1641'de lağvolunmuştur.
keyfî ve zalimane hareket eden herhangi bir mahkeme.
türbülans odası
Noun, Transport
türbülans odası
Noun, Transport
=
upper house: Lordlar Kamarası.
duruşmaya çıkmayan avukat
sadece istişarede bulunan
hâkimin oturum dışı yaptığı adli işler
Noun
oda müziği, küçük salon konseri.
oda müzığı.
electronic music: elektronik müzik.
instrumental music: aletli/çalgılı müzik,
çalgı ile çalınan müzik.
program music: belirli bir konu ifade eden müzik.
vocal music: sesli müzik, sesle söylenen müzik.
mimarlar odası
Noun, Organizations
ticaret ve sanayi odası
Noun, Commerce
millet meclisi, meb'usan meclisi.
Meclis-i Mebusan
Proper Name, History
Mebusan Meclisi
Proper Name, History
Mebuslar Meclisi
Proper Name, History
sanayi odası
Noun, Trades-Professions
Makine Mühendisleri Odası
Noun, Transport
deniz ticaret odası
Noun, Maritime Traffic
ticaret odası
Noun, Commerce
esnaf ve sanatkârlar birliği
(Br) danışman avukatın yaptığı danışmanlık işi
air chamber ile ayni anlama gelir. hava yastığı/amortisörü: bir hidrolik sistemde elâstikiyeti
ile sıvı akışını ve basıncını düzenleyen hava kompartmanı.
uluslararası ticaret odası
Noun
(politika) tek meclisli sistem
tutuk yargı (hükümdarın adliye işlerine müdahalesi
türbülans odası enjeksiyonu
Noun, Transport
türbülans odası enjeksiyonu
Noun, Transport
Ankara Tabipler Odası
Proper Name, Organizations
Danıştay Birinci Dairesi
Proper Name, Organizations
Harry Potter ve Sırlar Odası
Noun, Cinema
Uluslararası Ticaret Odası
Noun
Danıştay Onuncu Dairesi
Proper Name, Organizations
ABD Sanayi ve Ticaret Odası
Noun