heap of

  1. tepeleme
kitap yığını
molozluk
bir sürü insan
tarihin çöplüğü Noun
tarihin tozlu sayfaları Noun
birden şaşkına dönmek Verb
çok şaşırmak, şaşırıp kalmak, hayretten küçük dilini yutmak.
I was struck all of a heap: Şaşırıp kaldım.
fenalığa karşı iyilik yaparak birini utandırmak/mahcup etmek.
Jean Valjean stole the Bishop's silver,
but the Bishop heaped coals of fire on his head by giving silver to him.
kötülüğe karşı iyilik yaparak karşısındakinde suçluluk duygusu uyandırmak Verb
kötülüğe iyilikle karşılık vererek utandırmak /vicdan azabı çektirmek.
süprize neden olmak Verb