in front

English-Turkish Translation

  1. (a) önde, ileride.
    The driver sits in front and the passengers sit behind. (b) ön(ün)den, ön tarafından.

    This dress fastens in front.
English-Turkish translations from the Atalay Dictionary, First Edition

English Turkish Phrases

go in front
öne düşmek Verb
out in front
önünde, ileride.
way out in front: tâ ileride, en önde.
in front of
(a) önünde.
The car parked just in front of the house. (b) huzurunda, yanında, karşısında, … varken.

You shouldn't use such bad language in front of the children.
appear suddenly in front of one
karşı sına çıkmak Verb
dangle in front of
aklını çelmeye çalışmak, vaatlerle kandırmaya uğraşmak. 7.
keep someone dangling
k.d.:
bir kimseyi şüphe ve tereddüt içinde bırakmak/bekletmek, boşuna üzmek.
She likes to keep her lovers dangling. Don't keep me dangling, tell me if I passed the test.
something to be placed in front of sb
sürülmek Verb
space in front of
ön
be in the front rank
ilk sırada olmak Verb
in the front
in front.
English-Turkish phrases from Zargan's own database