inevitable

  1. Adjective kaçınılmaz
  2. kaçınıl(a)maz, sakınıl(a)maz, önlenemez, önüne geçilemez, çaresiz, menedilemez (şey), mukadder, zaruri,
    muhakkak.
    An argument was inevitable because they disliked each other so much.
  3. mutat, bermutat, yanından ayrılmayan.
    A Japanese or an American tourist with his inevitable camera.
kadere katlanmak Verb
kaçınılmaz kaza
kaçınılmaz olay
kaçınılmaz kader