Available on App Store
Get it on Google Play
TR
X
ç
ğ
ı
ö
ş
ü
knockout
Cozy
English-Turkish
Terms/Phrases
English-Turkish Translation
vurup devirme, yıkma, yere vurma, nakavt.
He won the fight by a knockout.
devrilme, yıkılma, yere serilme.
devirici/yıkıcı vuruş/darbe.
çok başarılı, çok güzel, göz kamaştırıcı.
You really look a knockout in your dress.
English-Turkish translations from the Atalay Dictionary, First Edition
Indirim kodları, kupon ve kampanyalar için Jarrt
English Turkish Phrases
technical knockout
(boksta) hükmen galibiyet.
knockout agreement
bir açık artırmada alıcılar arasında yapılan yasal olmayan anlaşma (bu durumda alıcılar birbirlerine
karşı fiyat yükseltmeyerek bir malın aralarında b
knockout auction
düzmece açık artırma
knockout competition
eliminasyon maçı
knockout competition
fiyat düşürme rekabeti
knockout drops
bayıltıcı damla: içkiye damlatılarak içeni hemen bayıltan ilâç (
chloral hydrate
vb.).
knockout fas
çok düşük fiyat
knockout price
çok düşük fiyat
knockout stage
eleme turu
Noun, Sports
knockout system
eleme sistemi
knock out
(a) (boksta) rakibini yere sermek/bayıltmak, nakavt etmek, (b) tahrip etmek, bozmak, hasara uğratmak.
knock- out
çok şaşırtıcı kişi ya da şey
English-Turkish phrases from Zargan's own database
Please enable JavaScript to view the
comments powered by Disqus.