shield

  1. Noun kalkan, siper.
  2. Noun koruyucu kimse/şey, hâmi.
  3. Noun himaye, korunma, savunma, müdafaa.
  4. Noun polis arması.
  5. Noun, Military top kalkanı.
  6. Noun maden ocağında işçiyi koruyan iskele.
  7. Noun, Zoology iri pul, sert sırt kabuğu.
  8. Noun (bkz: dress shield ).
  9. Verb korumak, savunmak, himaye/muhafaza/müdafaa etmek.
    She lied to the police to shield her guilty friend.
    He raised his arm to shield himself from the blow.
  10. Verb siper olmak, örtmek, saklamak, gizlemek.
Lorantit Yaylası: Kanadanın hemen yarısını kaplayan ve Hudson Körfezinden MacKenzie nehri ağzına kadar uzanan geniş yayla.
subra, koltukluk.
shield ile ayni anlama gelir. Noun
peçe
yüz siperliği Noun, Personal Care-Hygiene
(roket tekniğinde) ısı gömleği: roketin inişi esnasında hava sürtünmesinden aşırı ısınan kısımları koruyan tabaka. Noun
canlı kalkan Noun
Lorantit Yaylası: Kanadanın hemen yarısını kaplayan ve Hudson Körfezinden MacKenzie nehri ağzına kadar uzanan geniş yayla.
Fırat Kalkanı Harekatı Proper Name, Military
Dicle Kalkanı Harekatı Proper Name, Military
güvenlik bölmesi Noun, Transport
madalyonun ters tarafı
su süseni
(Brasenia Schreberi): mor çiçekli su bitkisi. Noun
fanwort Noun
bir dostu tekdire karşı korumak Verb
dokunulmazlık zırhı Noun, Politics-Intl. Relations