slam

English-Turkish Translation

  1. hızla/şiddetle kapama(k), çarpma(k).
    to slam the door.
  2. hızla/gürültü ile vurmak/yere çalma(k)/fırlatma(k).
    He slammed his books upon the table.
  3. yumruk indirmek, hızla vurmak.
  4. şiddetle eleştirmek/tenkit etmek.
    The senator slams government spending.
  5. sövmek, küfretmek, kalaylamak.
  6. şiddetle kapı kapama gürültüsü.
  7. şiddetli tenkit, küfür.
  8. (briç) her eli kazanma.
    grand slam: her eli kazanma.
    little slam: biri hariç her eli kazanma.
English-Turkish translations from the Atalay Dictionary, First Edition

English Turkish Phrases

slam the door in someone's face
(a) kapıyı birisinin yüzüne kapamak, (b) görüşmeyi kabaca reddetmek.
(door) to slam
çarpmak Verb
body slam
(güreşte) künde, rakibini kaldırıp mindere fırlatarak sırtını yere getirme.
grand slam
bir elde hepsini kazanma. little slam. Noun
grand slam
bir sezonda bütün şampiyonlukları kazanma. Noun, Sports
grand slam
tam başarı. Noun
little slam
13 elden ibaret oyunun 12 sini kazanma. grand slam Noun
small slam
13 elden ibaret oyunun 12 sini kazanma. grand slam Noun
slam down
gürültü ile yere çarpmak/örtmek.
slam down the lid of a box.
slam on the brake
birden frene basmak.
slam the door
kapıyı çarpmak Verb
slam to
çarpıp kapamak, (kapı) çarpmak/vurmak.
English-Turkish phrases from Zargan's own database