Adjective ağrılı, ağrıyan, dokununca acıyan, çok hassas. a sore arm/throat. touch someone on his sore
spot: birinin yarasını deşmek, bam teline basmak. That's his sore spot: Bu onun en hassas noktasıdır. to put one's finger on the sore place: en hassas noktaya parmak basmak/temas etmek.
Adjective (vücut) ağrı içinde. He is sore from alll that execise. to be sore all over: bütün vücudu ağrımak.
Adjective üzgün, kederli, müteessir, mustarip. to be sore about something: bir şeye üzülmek/canı sıkılmak.