ziyaretlerini kesmek
Verb
hastalarını ziyarete çıkmak
Verb
hastalarına viziteye çıkmak
Verb
bir ziyareti iptal etmek
Verb
ziyareti iptal etmek
Verb
hapishanede eş ziyareti
Noun, Law
mahkûmların ziyaretçilerle bedensel temas ına izin verilen cezaevi ziyareti
mahkûmların ziyaretçilerle bedensel temasına izin verilen cezaevi ziyareti
ziyaret yapmayı düşünmek
Verb
allahaısmarladık ziyareti
kısa ziyarette bulunmak
Verb
ziyaret gerçekleştirmek
Verb
birine ziyarette bulunmak
Verb
bir ziyareti uzatmak
Verb
devlet adamlarının resmi ziyareti
bir müzeyi ziyaret etmek
Verb
görüşme yasağı
Noun, Politics-Intl. Relations
müşterileri kendi yerlerinde ziyaret etmek
Verb
ziyaret süresi
Noun, Software
(ceza, gazap vb.) vermek, yüklemek, çektirmek.
The court visited all costs on them: Mahkeme bütün
masrafları onlara yükledi.
visit the sins of fathers upon the children: Babaların günahını çocuklarına çektirmek. (öç, intikam, vb.) almak.
He visited his anger on me: Öfkesini benden aldı.
birini ziyaret etmek
Verb
binayı baştan aşağı taramak
Verb
arkadaşlara misafirliğe gitme
birlikleri teftiş etmek
Verb
ahbaplık etmek, ahbapça konuşmak.
birini ziyaret etmek
Verb
fabrikayı gezme izni almış olmak
Verb
fabrika gezme izni almış olmak
Verb
ziyareti kısa kesmek
Verb
bir ziyareti kısa kesmek
Verb
bir ziyareti birkaç gün uzatmak
Verb
deniz kenarına bir gezintiye gitmek
Verb