ahead of

English-Turkish Translation

  1. (a) karşısında, önünde, (b) ileride, üstün.
    materially ahead of other countries: maddeten öbür
    ülkelerden üstün/ileride.
    ahead of one's time: zamanına göre ileri, ilerlemiş. (c) -den önce.
    We got there ahead of other guests: Oraya öbür misafirlerden önce vardık.
English-Turkish translations from the Atalay Dictionary, First Edition

English Turkish Phrases

be ahead of one's competitors
rakipleri arkada bırakmak Verb
be ahead of one's competitors
rakip bileri arkada bırakmak Verb
be ahead of one's time
zamanının ilerisinde olmak Verb
be ahead of one's time
zamanınin ilerisinde olmak Verb
be one jump ahead of one's competitors
rakiplerinden bir hamle önde olmak Verb
get ahead of
(ilerisine/önüne) geçmek, ilerlemek, geride bırakmak, üstün olmak, üstünlük sağlamak.
You have to
get ahead of your competitors.
streets ahead of
bir başkasına göre çok üstün nitelikte
ahead of schedule
mutabık kalınan zamandan önce
ahead of time
vaktinden önce, erken.
ahead of/on/behind schedule
tarifede gösterilen zamandan önce/tam zamanında/ gecikmeli.
two hours behind schedule: iki saat gecikmeli.
draw ahead of sb
birini geçmek Verb
get ahead of sb
birini geçmek Verb
get in ahead of sb
birinden önce davranmak Verb
keep one hop ahead of sb
birinden bir adım ileri olmak Verb
return a loan ahead of schedule
bir borçu vadesinden önce ödemek Verb
return a loan ahead of schedule
bir borcu vadesinden önce ödemek Verb
stay one jump ahead of sb
birinden bir hamle önde olmak Verb
stay well ahead of supply
talebi karşılıyamamak Verb
streets ahead of ...
...'den çok daha iyi Adjective
English-Turkish phrases from Zargan's own database