along on

  1. yüzünden, sebebiyle, nedeniyle.
    It's all along of you: Hep senin yüzünden!
    We weren't invited,
    all along of your rudeness: Senin kabalığın yüzünden davet edilmedik.
    All along of this change: Bu değişiklik nedeniyle.
  2. beraberinde, yanında, refakatinde.
    You come along of me to the store: Benimle beraber mağazaya gel.
az parayla geçinmek Verb
sadece emekli aylığı ile geçinmeye çalışmak Verb
(nehir vb.) çağlamak.
yavaş yavaş fakat sabırla ilerlemek/gelişmek, iyi kötü yuvarlanıp gitmek, şöyle böyle/alâküllihal idare
etmek.
We jogged along the bad roads. Matters jog along.
We must jog on somehow until business conditions improve: İşler düzelinceye kadar şöyle böyle idare etmeliyiz.