grind

  1. bile(n)mek, taşlamak.
    to grind an ax. A man came to grind the knives and scissors.
  2. öğüt(ül)mek.
    She grinds fresh coffe beans every day. Wheat is ground into flour in a mill. Our back teeth grind food.

  3. grind down: cefa/eziyet/işkence etmek.
    The slaves were ground down by their masters.
  4. gıcırdatmak, sürtmek, sürterek parlatmak.
    Some people grind their teeth during their sleep. to grind
    one's heel into the earth.
  5. döndürmek, (sapından tutup) çevirmek.
    to grind (out music on) a hand organ.
  6. ez(il)mek, ufala(n)mak, toz haline getirmek/gelmek.
  7. göbek atmak, göbek çalkalamak. (bkz: bump ) (9).
  8. bileme, taşlama.
  9. öğütme, ezme, un/toz haline getirme, birbirine sürtme.
  10. gıcırtı, gıcırdama.
  11. meşakkatli/zor iş, ömür törpüsü, sıkıcı iş.
    He finds any kind of study a real grind. The daily grind of the housework.
  12. çok çalışan öğrenci, hafız, inek, kuş.
  13. göbek atma/çalkalama.
  14. un, toz, öğütülmüş madde.
    a grind of coffee.
gıcırdatmak Verb
üniversite derslerine çok çalışmak Verb
çekmek Verb
(bir işten) çıkarı olmak, menfaat gözetmek.
His interest in our venture cannot be sincere, because
I know he has an ax = axe to grind: Giriştiğimiz tehlikeli işe karşı ilgisi samimî olamaz; çünkü bir çıkarı olduğunu biliyorum.
gene can sıkıcı işine dönmek Verb
süzmelik (kahve).
özel çıkar peşinde olmak Verb
sıkı ders çalışmak,
argo hafızlamak, ineklemek, kuşlamak.
He's grinding away for his examination.
He's grinding away at his French.
kesin kararlılıkla çalışmak Verb
kırmak Verb
kahve çekmek Verb
zulmetmek Verb
baskı yapmak Verb
aşırı vergi koymak Verb
sınav için ineklemek Verb
daimi açık tiyatro
bastırmak Verb
üstüne kuvvetle basmak Verb
durmaksızın devam etmek Verb
sürüp gitmek Verb
bitmek bilmemek Verb
usandırıcı bir şekilde sürmek Verb
makine gibi üretmek/istihsal etmek.
grind out best-sellers. to grind out a few lines/popular stories.
sürekli şov
küçük iş yapmak Verb
usandırmak Verb
birini mutsuz etmek Verb
birini ezmek Verb
perişan etmek Verb
yıldırmak Verb
birine sürekli kötü davranmak Verb
birşeyi birşeye sürtmek Verb
birşeyi birşeye bastırmak Verb
seri üretmek Verb
makine gibi üretmek Verb
fakir halkı bedava (boğazı tokluğuna) eşek gibi çalıştırmak, istismar etmek.
(Br) sıkıcı işte çalışmak Verb
ilkel şaka yapmak Verb
gıcırtı ile (yavaş yavaş) durmak.