üniversite derslerine çok çalışmak
Verb
(bir işten) çıkarı olmak, menfaat gözetmek.
His interest in our venture cannot be sincere, because I know he has an ax = axe to grind: Giriştiğimiz tehlikeli işe karşı ilgisi samimî olamaz; çünkü bir çıkarı olduğunu biliyorum.
gene can sıkıcı işine dönmek
Verb
özel çıkar peşinde olmak
Verb
sıkı ders çalışmak,
argo hafızlamak, ineklemek, kuşlamak.
He's grinding away for his examination. He's grinding away at his French.
kesin kararlılıkla çalışmak
Verb
sınav için ineklemek
Verb
üstüne kuvvetle basmak
Verb
durmaksızın devam etmek
Verb
usandırıcı bir şekilde sürmek
Verb
makine gibi üretmek/istihsal etmek.
grind out best-sellers. to grind out a few lines/popular stories.
birine sürekli kötü davranmak
Verb
birşeyi birşeye sürtmek
Verb
birşeyi birşeye bastırmak
Verb
fakir halkı bedava (boğazı tokluğuna) eşek gibi çalıştırmak, istismar etmek.
(Br) sıkıcı işte çalışmak
Verb
gıcırtı ile (yavaş yavaş) durmak.