Available on App Store
Get it on Google Play
TR
X
ç
ğ
ı
ö
ş
ü
high-level
Cozy
English-Turkish
Terms/Phrases
English-Turkish Translation
Adjective
yüksek düzey(de)/seviye(de), yüksek kademe(li).
a high-level meeting.
Adjective
yüksek mevkili/mevki sahibi, üst kademe(deki).
high-level personnel. high-level diplomats.
Adjective
yüksekten, yüksek bir yerde yapılan.
English-Turkish translations from the Atalay Dictionary, First Edition
Indirim kodları, kupon ve kampanyalar için Jarrt
English Turkish Phrases
high-level business
yüksek seviyeli iş
high-level business
yüksek seviye iş
high-level businessman
yüksek düzeyde işadamı
high-level language
yüksek düzeyli dil: kullanıcının diline ya da uzmanlık alanının diline daha çok benzeyen bilgisayar izlenceleme dili.
high-level policy
yüksek düzey politikası
Noun
high-level talks
yüksek düzeydeki görüşmeler
Noun
hold a high-level position
yüksek bir mevkide bulunmak
Verb
high- level
yüksek
English-Turkish phrases from Zargan's own database
Please enable JavaScript to view the
comments powered by Disqus.