high-level

  1. Adjective yüksek düzey(de)/seviye(de), yüksek kademe(li).
    a high-level meeting.
  2. Adjective yüksek mevkili/mevki sahibi, üst kademe(deki).
    high-level personnel. high-level diplomats.
  3. Adjective yüksekten, yüksek bir yerde yapılan.
yüksek seviyeli iş
yüksek seviye iş
yüksek düzeyde işadamı
yüksek düzeyli dil: kullanıcının diline ya da uzmanlık alanının diline daha çok benzeyen bilgisayar izlenceleme dili.
yüksek düzey politikası Noun
yüksek düzeydeki görüşmeler Noun
yüksek bir mevkide bulunmak Verb
yüksek