yayık altı suyu
Noun, Food-Kitchen
yayık altı sütü
Noun, Food-Kitchen
boyanabilen bakterili süt (tıbbî maksatlarla kullanılır).
Noun
hindistan cevizi sütü
Noun, Food-Kitchen
bütün gece eğlenip şafak vakti eve dönmek.
He came home with the milk.
yoğun süt, teksif edilmiş süt, suyu uçurularak koyulaştırılmış süt.
Noun
inek sütü
Noun, Food-Kitchen
nafile üzülmek, boş yere dövünmek, telâfisi imkânsız bir şey için gözyaşı dökmek.
It's no use crying over the spilt milk: Telâfisi imkânsız bir şey için gözyaşı dökmek neye yarar?
yoğun süt: kısmen suyu uçurulmuş koyu/konsantre süt.
Noun
süt sağmak
Verb, Child Care
yağsız süt
Noun, Food-Kitchen
katışık süt: yağı alınarak bitkisel yağ eklenmiş süt.
Noun
tam yağlı süt
Noun, Food-Kitchen
buzul akıntısı/suyu: buzuldan doğan bulanık (süt görünüşünde) su dereciği.
sütün parasını ödedin mi ?
yağsız sütten yapılmış dundurma.
Noun
malted ile ayni anlama gelir. maltlı süt: süt tozu ve malttan yapılmış dondurmalı içecek.
Noun
yağsız süt
Noun, Food-Kitchen
pastörize edilmemiş süt.
Noun
kumlu buzulsu: ince kaya parçaları taşıyan buzulsu.
Noun
yarım yağlı süt
Noun, Food-Kitchen
yağsız süt
Noun, Food-Kitchen
yağsız süt
Noun, Food-Kitchen
kaymaklı süt, yağı/kaymağı alınmamış süt.
Noun
tam yağlı süt
Noun, Food-Kitchen
bir işletmeyi sömürmek
Verb
bolluk, bereket, refah.
America used to be called a land of milk and honey.
Noun
çok kolay/gayet basit şey.
Noun
sütçü/muhallebici dükkânı, süt salonu.
Noun
süt humması: sağmal ineklerde görülen uyuşturucu ve paralize edici ateşli hastalık.
Noun
süt humması: loğusa kadınlarda görülen ateşli bir hastalık.
Noun, Pathology
beyaz/süt renginde bardak.
opaline ile ayni anlama gelir.
Noun
süt taşırmaz
Noun, Food-Kitchen
süt taşı
Noun, Food-Kitchen
sağmal, süt veren (inek vb.).
magnezyum sütü, Mg(OH)2: süt görünüşünde sulu magnezyum hidroksit. Mide asidini giderici ve müshil olarak kullanılır.
Noun
süt ürünleri
Noun, Livestock
sütlü içki: süt, alkollü içki, şeker vb. karışımı.
Noun
büyük şirketlerin üniversiteleri dolaşarak öğrencilerden iş arayanlara kendileriyle ilgili bilgi vermeleri
ve işe alma görüşmeleri yapmaları
Noun
kolay/tehlikesiz uçuş.
The reconnaissance flight was a milk run .
Noun
birinden yararlanmak
Verb
dondurmalı süt: dondurma ve şurupla karıştırılıp çalkalanmış süt.
Noun
süt sancısı: bazı zehirli otları yiyen ineklerin sütlerini içenlerde görülen hastalık.
Noun
boz yılan
(Lampropeltis doliata, L. triangulum): KD Amerikada bulunan kurşunî esmer renkte, siyah
kenarlı kahverengi benekleri olan, kurbağa, fare vb. ile beslenen, çok defa evlere giren zehirsiz yılan.
milk adder, spotted adder ile ayni anlama gelir.
Noun
spekülasyonlarla borsayı yağma etmek
Verb
borsa spekülasyonlarla borsayı yağma etmek
Verb
(borsa , US) spekülasyon dalavereleriyle piyasayı yağma etmek
Verb
imkânsızı mümkün kılmaya çalışmak
Verb
deveye hendek atlatmak
Verb
pul kasasını yağma etmek
Verb
boğa dikeni
(Silybum marianum).
sütlü ekmek kızartması: kızartılıp tereyağı sürülerek sıcak sütle yenilen ekmek.
Noun
süt dişi.
deciduous tooth ile ayni anlama gelir.
Noun
sabah treni, sabahın erken saatinde işleyen banliyö treni.
Noun
sütlü bakla
(Astragalus Glycyphyllos): keçilerin sütünü artırdığına inanılan baklagillerden bir ot.
Noun
süt taşı
Noun, Food-Kitchen
süt taşırmaz
Noun, Food-Kitchen
tatsız ve etkisiz şey veya kimse
çok verimli/bereketli ülke/arazi/toprak, bolluk/servet ülkesi.
Noun
(doğal) şefkat, merhamet, hayırhahlık, iyilikseverlik.
Et ve Süt Kurumu Genel Müdürlüğü
Noun, Organizations