bir mülkü oğluna devretmek
Verb
malını mülkünü devretmek
Verb
rakibine karşı avantaj elde etmek
Verb
rakibine karşı avantaj elde etmek
Verb
para kaybını telafi etmek
Verb
: acele göz gezdirmek, kısaca göz atmak.
glance through/over a document: bir belgeye şöyle bir
göz gezdirmek.
He glanced his eye over the titles of the articles.
notlarını gözden geçirmek
Verb
malını mülkünü birine devretmek
Verb
vergi işlerini birine havale etmek
Verb
duygularına hâkim olmak
Verb
kendi içgüdülerine hâkim olmak
Verb
birine karşı avantajı olmak
Verb
birinin başına gelen felaketin yasını tutmak
Verb
içkisi başında oturup kalmak
Verb
bir bölge üzerinde hâkimiyeti olmak
Verb
mülkünü devir ve temlik etmek
Verb
bütün servetini vakfetmek
Verb
işini oğluna devretmek
Verb
(a) merciini tecavüz ederek, daha yüksek bir makama.
go over someone's head: merciini tecavüz
etmek.
She went over her supervisor's head and spoke directly to a vice president. He went over his supervisor's head to complain. (b) anlaşılmaz, anlaşılması zor, akıl ermez, idraki/yeteneği dışında.
Chemistry is over my head: Kimyaya aklım ermiyor.
talk over someone's head: birine anlamayacağı şeylerden bahsetmek. (c) malî imkânları üstünde, paraca gücü yetmeyecek kadar.
He went in over his head in that poker game. (d) (bir kimsenin) hakkını yiyerek, mağdur ederek.
An outsider has now been promoted over their heads.
galoş
Noun, Personal Care-Hygiene
basiretini bağlamak, gözünü küllemek, gerçeği göremez hale getirmek.
hesaplarını kontrol etmek
Verb
notlarını yeniden gözden geçirmek
Verb
rolünü bir daha tekrarlamak
Verb
çalışırken uyuyakalmak
Verb
işine büyük bir servet harcamak
Verb
amortismanı yıllara dağıtmak
Verb
her türlü tedbiri göz ardı etmek
Verb
güçlüklerine hâkim olmak
Verb
bir tasarıyı zihninde evirip çevirmek
Verb
bir tasarıyı zihninde evirip çevirmek
Verb
işini haleflerine devretmek
Verb
birinin çırağını başka birine devretmek
Verb
dinleyicisini etkilemek
Verb
birini kendi tarafına kazanmak
Verb
birine fikrini kabul ettirmek
Verb
şartlı tahliye etmek
Verb
(hukuk) bir kişiye bir şey yapması için emir vermek
Verb
teminat ya da kefaletle bağlamak
Verb
birine kısa süreli de olsa yardım etmek
Verb
satıcıların satmayı istedikleri her şeyi satmış oldukları ama hâlâ bazı alıcıların bulunduğu bir menkul
kıymet ya da emtia piyasası
(US) veznedarların nakit fazlalıklarını alacak kaydettikleri genel büyük defter
ormanın satılabilecek bütün kerestelerini kesmek
Verb
yeniden temizlenmiş veya dekore edilmiş
(US) parti değiştirmek
Verb
anlamsız sesler çıkarmak
Verb
çabuk çabuk konuşmak
Verb
bir diğerinin başarısızlığını zevkle seyretmek
Verb
(US) baştan aşağı gözden geçirme
malların açıkça satışa sunulduğu pazar
bir kere daha gözden geçirmek
Verb
baştan başa hesaplamak
Verb
(borsa) satıcıların alıcılardan fazla olduğu ya da alıcının bulunmadığı piyasa
kısa ziyarette bulunmak
Verb
üstüne basmak
Verb, Information Technology
(motor) boşta çalışma durumunda olmak
Verb
hâlâ çalışır durumda olmak
Verb
(polis) âni baskın yapmak
Verb
saydam kâğıt üzerinden kopya etmek
Verb
televizyon reklamında kamerada görünmeyen bir kişinin sesi
kendi tarafına kazanmak
Verb
taraftarlığını kazanmak
Verb
tekrar tekrar, mükerreren, üst üste, birbiri ardınca, defalarca, defaatle.
He keeps telling me the same story over and over.
bir şirketin kâr etme amacıyla kullandığı sermayesinin gereğinden çok olması durumu
bir brokere şirketin performansı ile orantılı yüksek bir maaş ödeniyorsa ve bu kişi şirket hisselerinin
önemli bir bölümüne de sahipse
riske aşırı açık olma durumu
işlerin kötü gitmesi olasılığına karşı bu kişi aşırı risk almış demektir
aşkın sigorta (sigorta bedelinin sigorta konusunun gerçek değerinden fazla olması
(radyo haberleşmesinde) tamam! sizi dinliyorum.
... üzerinde uzun uzun düşünmek
Verb