picnic

  1. piknik, kır yemeği, yemekli gezinti/kır gezintisi.
  2. hoşa giden/kolay iş, hoş vakit, eğlence.
    This is no picnic: Bu kolay bir iş değil.
  3. piknik yapmak, yemekli kır gezintisi yapmak, kırda yemek yemek.
bir piknikten sonra atılan çöpleri toplamak Verb
ince dilinmiş tütsülenmiş domuz eti (kol kısmından).
ince dilinmiş tütsülenmiş domuz eti (kol kısmından).