scrap

English-Turkish Translation

  1. Noun parça, kırıntı, kırpıntı, döküntü.
    scrap heap: kırpıntı/hurda yığını.
  2. Noun (yazı/şiir vb.) parça.
    scraps of poetry.
  3. Noun hurda.
    scrap iron: hurda demir.
    He made a fortune in scrap metals: Hurdacılıktan zengin oldu.
  4. Noun müsvedde(lik).
  5. Noun kavga, dövüş.
  6. Adjective parça(lardan oluşan), artık, kırıntı, döküntü, hurda, işe yaramaz.
  7. Verb parçalamak, ufalamak, kırpıp dökmek.
  8. Verb değersiz diye atmak, ıskartaya /çürüğe çıkarmak, hurdaya ayırmak.
  9. Verb dövüşmek, kavga etmek.
English-Turkish translations from the Atalay Dictionary, First Edition

English Turkish Phrases

e-scrap
elektronik atık Noun, Environment-Ecology
Wholesale of waste and scrap (NACE code: G46.7.7)
Atık ve hurda toptan ticareti (NACE kodu: 46.77) Noun, Trades-Professions
auto scrap
otomobil hurdaları Noun
electronic scrap
elektronik atık Noun, Environment-Ecology
go to scrap
ıskartaya çıkmak Verb
iron scrap
hurda demir
not a scrap
bir nebze/zerre, zerre kadar, en ufak.
not a scrap of truth in what he says: söylediklerinde zerre kadar gerçek payı yok.
not to benefit someone a scrap
birine hiç faydası olmamak Verb
supply of scrap
hurda tedariki
scrap a building
bir binayı yıkmak Verb
scrap a project
bir projeyi geri çevirmek Verb
scrap a ship
bir gemiyi parçalamak Verb
scrap company
hurda firması
scrap deal
parça
scrap dealer
hurdacı
scrap file
karalama kütüğü Information Technology
scrap heap
hurdalık, hurda yığını.
Put that plan on the scrap heap; it'll never work.
scrap investment controls
yatırım denetimini gevşetmek Verb
scrap iron
hurda demir
scrap iron dealer
hurdacı
scrap limitations on industry
endüstri üzerine konan sınırlamaları kaldırmak Verb
scrap material
hurda malzeme
scrap merchant
hurda tüccarı
scrap metal
hurda metal
scrap paper
müsveddelik kâğıt
scrap paper
hurda kâğıt
scrap price
hurda fiyatı
scrap processing
hurda işleme
scrap report
ıskarta mal raporu
scrap sales
hurda satışı
scrap together
(para) bir araya getirmek Verb
scrap trade
hurda ticareti
scrap up the school
okulu güçbela bitirmek Verb
scrap up the school
okulu güç bela bitirmek Verb
scrap value
hurda değeri
scrap value
hurda degeri
a scrap of comfort
en küçük bir teselli.
a scrap of evidence
önemsiz delil.
buying and selling scrap materials
hurdacılık Noun
have not a scrap of debts
hiç borcu olmamak Verb
not a scrap of evidence
hiç delil yok
English-Turkish phrases from Zargan's own database