shovel

  1. kürek.
  2. kürek veya kepçesi olan cihaz/makine.
    a steam shovel: buharlı ekskavatör.
  3. kürek dolusu.
  4. küremek, küreklemek, kürekle atmak/boşaltmak/temizlemek.
    to shovel snow: kar küremek.
pasta servis spatulası Noun, Food-Kitchen
kürelemek Verb
küremek Verb
kömür küreği
fırın küreği Noun, Food-Kitchen
ekskavatör
makineli kürek
kazmaç
kürek (biçiminde) şapka: İngilterede papazların giydiği yanları yukarı kıvrık geniş kenarlı şapka.
shovel-hatted:
kürek şapkalı.
Noun
(yemeği) atıştırmak, hapır hupur yemek, silip süpürmek.
kürekle yığmak.
shovel up one's food: yemeği kaşıklamak/ atıştırmak, hapır hupur yemek, silip süpürmek.
yeraltı inşaat işçisi
kazma kürek işi (hukukçular ve muhasebecilerin dilinde , mükemmelliğini sağlamak amacıyla belgelerin satır satır incelenmesi