(a) (kilitleyip) dışarıda bırakmak. She was so angry she locked her sister out. (b) işçileri çalışma
yerine bırakmamak, lokavt yapmak, iş yerini işçilere kapatmak. (c) zihninden uzaklaştırmak, aklından çıkarmak, ümidi kesmek, unutmaya çalışmak. They locked out of their minds all thoughts of returning.
English-Turkish translations from the Atalay Dictionary, First Edition